UA-56156696-1 expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

19 Ekim 2013 Cumartesi

Bir Psikiyatristin Gizli Defteri



























Gary Small- Gigi Vorgan
NTV Yayınları
336 sayfa

Arka Kapak

Gerçek hikayeler kurgudan çok daha tuhaftır, Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin en gizemli, ilginç ve tuhaf hastalarını anlatmaya hazır.

Bu kitap bir psikiyatristin zihnine ve onun giderek gelişim gösteren mesleki yaşamına yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda bu branşın ve daha önce görülmemiş, tanısı koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde arkasına da bir bakış… Kitabı okurken kendinizi, bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne düşünürken bulacaksınız.

Sıkça komik, kimi zaman trajik ve daima etkileyici Dr. Small, sizleri kariyeri içinde Boston’un kalabalık acil servis koridorlarından başlayıp ülke elitlerinin multi milyon dolarlık kayak localarına dek uzayan bir geziye çıkarıyor. Bu gezi sırasında birbirinden tuhaf gerçek karakterleri anlatırken, bir yandan da esrarengiz histerik körlükle, penisinin küçüldüğüne inanan bir adamla, gizli sürdürülen çifte hayatlarla ve ürkütücü derecede psikotik romantik arzularla baş ediyor. Akıl hocası kendi hastası olduğunda Dr. Small’un kariyeri ve kişisel hayatı tam bir döngüyü tamamlıyor ve Small’un kimsenin zihinsel araştırmanın ötesinde olmadığını anlamasını sağlıyor; kendisinin bile...

****

Dr. Small meslek hayatı boyunca karşılaştığı en sıradışı vakaları kronolojik olarak bu kitapta toplamış..
Kitap, zihinsel hastalığı olan ve kendinde yardım alacak gücü bulanlara adanmış..

Ah şu modern psikiyatrlar yok mu! Dünyanın parasını alıyorlar insandan! Benim zamanınımda beş Mark'a Freud'un kendisi tedavi ederdi sizi. On Mark'a hem tedavi eder hem de pantolonunuzu ütülerdi. On Beş Mark'a Freud kendisini tedavi etmenize izin verirdi.. ki buna istediğiniz iki çeşit sebze de dahil olurdu. 
Woody Allen..

Basit bir ağrının veya geçici bir körlüğün, kararsızlığın, bağlılığın, iradesizliğin altında yatan psikolojik etkenlerin ve olayın kökeninin, çocukluğunda yaşadığı tramvaların derinlemesine araştırılması "kaliteli bir yaşam" için de gerekli..Modern psikiyatrlara duyurulur!

Psikoloji severlere, merak duyanlara tavsiye edilir..

****

Kitaptan kısaca notlar...

"Yalancı ya da histerik gebelik diye de bilinen psödosiyezi son derece ender rastlanan ama antik çağdan bu yana belgelenmiş bir durumdur. MÖ 300'de Hipokrat 12 vaka kaydetmişti.16.yy da ise İngiltere kraliçesi Mary'nin başına bir kaç defa gelmişti. Histerik gebelikte gerçek gebeliğin tüm tipik işaretleri ve belirtileri ortaya çıkabilir; mide bulantısı, göğüslerde hassasiyet, fetüsün hareket ettiği hissi ve kilo alımı. Kadının karnı tıpkı normal hamilelikte olduğu gibi büyüyebilir ve kadın gerçekten hamile görünür. Adeti de kesilince hasta gerçekten hamile olduğuna inanır. Hormonal dengesizlik de genelde fiziksel belirtilere ve gebelik testinde yalancı pozitif sonuç çıkmasına katkıda bulunur. Kimi zaman stres, hipofiz bezi fonksiyonunda artışa yol açar. Sonuç olarak hasta gebe olmadığı halde süt üretir. Hatta semptomlar öyle inandırıcı olabilir ki yalancı gebeliği olan tahmini beş kadından birine tıbbi görevli tarafından bir noktada gebelik teşhisi konabilir."

"Bipolar hastalar manik durumdayken fazla uyku ihtiyacı duymazlar. Üretken, enerjik hatta genelde aşırı coşkun ve eğlencelidirler. Ancak mani yükseldiğinde, görkemlilikleri yüzünden başları derde girebilir. Bu hastalarda ayrıca hızlı konuşma, halüsinasyon, sanrı ve agredif davranış da görülebilir.

Bipolarlar depresyon haline geçtiklerinde genelde uyuşuk olurlar ve çoğu zaman günboyu uyurlar. Bazı insanlarda hastalığın hafif bir çeşidi görülür ve bu kişilerde tam kapsamlı manik episodlar yerine hipomani olur. Yani hastalar gerginlik ve psikoz olmaksızın öfori ve üretkenlik yaşarlar....

Bipolar bozukluğu olan kişiler hipomanik ve manik episodlar sırasında sık sık sıradışı yaratıcılık patlamaları sergilerler. Vincent van Gogh, Paul Gaugin, Jackson Pollock, Mark Twain, Ernest Hemingway, William Faulkner, Ludvig van Beethoven, Robert Schumann ve Brian Wilson de dahil en ünlü ressam yazar ve müzisyenlerimizden bazılarında bu hastalığın olması şaşırtıcı değildir."

12 Ekim 2013 Cumartesi

Haydi, vira bismillah!



Bir kaç haftadır pek fazla yazamıyorum...
Pazartesi postalarını da hep gecikmeli gönderiyor veya hiç gönderemiyorum..
Yazılarınızı da pek fazla okuyamıyor, yorum da bırakamıyorum..
Ama hepsini bu uzun süreli bayram tatilinde telafi etmeye çalışacağım emin olun..

Ve sonunda...
Güzel haber!
İş başvuruları, görüşmeleri, evrak teslimi ve son olarak da eğitim/oryantasyon süreci...
Yoğun ve uzun bir süreçti ama...
Hayırlısı ile, haydi vira bismillah diyoruz..
İnandığım bir proje için yollara düşüyorum bu kez..
Zor ama keyifli...
İşte bu yüzden,
Heyecanlıyım, mutluyum, umutluyum..

Sizlerde bu günlerde büyük ihtimalle sevdiklerinize kavuşmak için veya tatil için yollara çıkıyorsunuz..
Sizin de yolunuz aydınlık olsun..
Şimdiden bayramınız kutlu, ziyaretleriniz bol olsun...

Bu şarkıda bonusumuz olsun!

Keyifli tatiller...