UA-56156696-1 expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

29 Kasım 2013 Cuma

Ve dağlar yankılandı- Khalid Hosseini



Arka Kapak

Gece vakti, çölü bir el arabasını çekerek geçen bir baba. Arabanın içinde annesiz iki çocuk; iki kardeş; biri kız, biri erkek. Küçük Peri için ağabeyi Abdullah, ağabeyden çok öte. On yaşındaki Abdullah'a sorsanız Peri, her şey demek. Köylerinden Kâbil'e varmak için çıktıkları yolculuğun sonunda aileyi yürek parçalayıcı bir son bekliyor. Fakat aslında bu bir son değil... Kardeşlerin başlarına gelenler -yakın ya da uzak- ilişki kurdukları tüm insanların hayatlarında nesiller boyu yankılanacak... 

Hayat farklı aileleri sevgi ve fedakârlık, ihanet ve sadakat gibi ortak duygularla sınarken, karakterlerin başlarına gelenler ve yaptıkları seçimler, kitabın her biri ayrı bir renk ve lezzet taşıyan katmanlarını oluşturuyor. Afganistan'ın küçük bir köyünde doğan ve okuru Kâbil'den Paris'e, San Francisco'dan Tinos adasına taşıyan bu öykü, her sayfada renklenip güçleniyor. 

Ve Dağlar Yankılandı, bizi biz yapan değerler üzerine düşündüren, ustalıkla yazıldığını her bölümde yeniden kanıtlayan, büyüleyici bir roman. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş ile dünya çapında sevilen bir yazar olan Khaled Hosseini'nin yazarlığında bir dönüm noktası.

***
"Gözümün nur'u Haris'le Farah'ya ve babama adandı-görseydi gurur duyardı..."

Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş'in yazarından yine iddialı bir kitap...
Sonbahar 1952'de bir hikayeyle başlayan roman Sonbahar 2010'da yaşananlarla son buluyor..
Annelerini küçük yaşta kaybetmiş Peri ve Abdullah'ın hikayesi..Sevgi, insanlık, hüzün, ihanet...
Keyifli okumalar...

***

"Doğru ve yanlış kavramlarının ötesinde uzanan bir toprak var. Seni orada bekleyeceğim." Mevlana

"Oysa zaman cazibe gibi.. Asla senin sandığın kadarına sahip değilsindir."

"İyi şeylerin hiçbiri bedava değildi. Sevgi bile. Her şeyin bedelini ödüyordun. Ve eğer yoksulsan, elindeki tek nakit, kahır çekmekti."

"....Yaşamında bir amaç bul ve ona göre yaşa derler. Ama bazen, ancak yaşayıp bitirdikten sonra yaşamının bir amacı olduğunu fark edersin, bu da genellikle hiç aklında olmayan bir amaçtır...."

17 Kasım 2013 Pazar

Bursa'da ne yenir?


Bursa deyince aklımıza ilk iskender geliyor...
Bol tereyağlı nefis soslu pide ve döner...
Ama iskenderle eş lezzette (hatta daha lezzetli) bir şey varsa o da pideli köfte..
Sunumu aynı iskender gibi..Ama eti döner değil de minik köftelerden yapılmış...
Biz tercihimizi Küçük Saray Pideli Köfte'den yana kullanıyoruz...
Salça soslu pidelerin üzerine minik köfteler ve yoğurt, biberle sunuluyor..
Fiyatı da lezzetiyle ters orantılı, iskendere göre oldukça ucuz..
Küçük Saray Pideli Köfte Bursa merkezde Ulu Cami yakınında...
Ayrıca yarım porsiyonda alabiliyorsunuz, üstteki fotoğrafta da görüldüğü üzre yarım porsiyonda doyurucu...


Bursa'da her yerde bulabileceğiniz diğer bir lezzet ise elbette Köfteci Yusuf'ta yiyebileceğiniz köfteler.
İlk şubesini İznik'te açan Köfteci Yusuf daha sonra tüm Bursa'ya yayılmış..
Restoranın içi çinilerle süslü...
Otopark'ı da içerisi de epey yoğun...
Bu kadar meşhur olmasına rağmen fiyatları da oldukça uygun...
Köftenin yanında verilen salça-domatesimsi sos da ekmeği yedikçe yedirtiyor..
Köfteci Yusuf'ta beyti lavaşa sarılmıyor, şişte sarılı geliyor..Bu buraya özgü sanırım..
Ama Yusuf'a ilk kez gidiyorsanız tercihinizi köfteden yana kullanın derim...
Siparişiniz de yoğunluk olmasına rağmen tez zamanda geliyor, sizi saatlerce bekletmiyorlar..

Ve Bursa'nın olmazsa olmazı kestane şekeri...
Uludağ'da yetişen kestanelerin haşlanarak şeker şurubuna batırılmasıyla yapılıyor..
Bursa'nın neredeyse her yerinde farklı markalarda kestane şekerine rastlamak mümkün..
Kafkas'ı her yerde bulabilirsiniz..Ama Kafkas'ın fiyatları oldukça yüksek..
Kardelen ise  biraz daha orta ölçekli fiyatlara sahip..
Bütün kestane şekerleri dışında kırık parçalar halinde de var..
Kavanozlarda alacağınız kestane şekerinin diğerlerine göre ömrü daha uzun..

Benim bir hafta içinde tattığım lezzetler bunlar..
Eğer sizlerin de Bursa'da ne yenir konusunda ilave edecekleriniz varsa ki elbette vardır paylaşırsanız sevinirim..
Lezzetli günler..

Yeşil Bursa'ya selam olsun!



Bursa'da bir eski cami avlusu, 
Küçük şadırvanda şakırdıyan su; 
Orhan zamanından kalma bir duvar... 
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar 
Eliyor dört yana sakin bir günü. 
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü 
İçinde gülüyor bana derinden. 
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden 
Ovanın yeşili göğün mavisi 
Ve mimarîlerin en ilâhisi.

Ahmet Hamdi Tanpınar böyle bahsediyor Bursa'dan...
Yaşanmışlık var, tarih var Bursa'da..
Taş duvarların arkasında hikayeler, efsaneler ve göçler var...

Ulu Cami, Cumalıkızık, Gölyazı, Uluabat Gölü ve İnkaya gezebildiğim yerler..
Gönül isterdi ki her yeri gezebileyim ama iş için gittiğimiz için ancak bu kadar olabiliyor..


Ulu cami
Osmangazi ilçesinde yer alıyor..
1. Bayezid tarafından 1396-1400 yılları arasında yaptırılmış, 
İki minareli, dikdörtgen şekilli ve 20 kubbeli bir mimariye sahip..
Ve cami içi duvarları hat sanatı ile süslenmiş..
Bu camide en çok dikkat çeken cami içinde yer alan şadırvan...
Cami yanında bulunan kapalı çarşıda pek çok hediyelik eşya dükkanı bulunmakta..
Havlu, çeyiz alışverişi için fiyatları da oldukça uygun...



Cumalıkızık
Bursa'nın Yıldırım ilçesinde bulunmakta..
Kuruluşu 1300'lü yıllara kadar uzanan eski bir yerleşim yeri Cumalıkızık...
Tarihi evleri, dar sokakları ile tam eski bir Osmanlı köyü..
Kınalı Kar ve pek çok tarihi filmin çekimleri de yapılmış bu köyde..
Köyde tarihi hamam, cami ve çeşmeler de bulunmakta...
Bu tarihi evlerde kahvaltı yapabileceğiniz çok fazla mekan var..
Yine gün ortasında ve akşam üstü giderseniz farklı alternatiflerle gözleme yiyebilirsiniz..
Köy girişinde tezgahlarda hediyelik eşyalar, meyve, sebze ve kışlık yiyecekler satan köy sakinleri de çok güler yüzlü..


Gölyazı, Uluabat Gölü
Bursa'da Nilüfer ilçesinde bulunmakta...
Uluabat Gölü'nün kıyısında küçük bir yarımada konumunda..
Eski bir Rum köyü..
1923-4 yılında yapılan mübadele ile birlikte Selanik'den gelen Türkler ile Rumlar uzun bir süre birlikte yaşamışlardır..
Köy misafirlerini 700 yıllık Ağlayan Çınar'ı  ile karşılıyor...
Köy sakinleri geçimini balıkçılıkla sağlıyor...
Köy kadınları da balık avına çıkıyor burada..
O yüzden burada balık ağı tamir eden teyzelere rastlarsanız saşırmayın..
Yiyecek içecek seçeneği de bol olan Gölyazı'da çok sayıda balık lokantaları bulunmakta...
Yine göl kıyısında çay bahçesi de yer alıyor..
Köy sakinleri de güler yüzlü cana yakın insanlar..
1924 doğumlu Selanik göçmeni amcamızla uzun bir sohbet yaptık..
Tam bir Atatürk sevdalısı...
Evinin dört bir yanını Atatürk bayrakları ile süslemiş..
Evlerin tarihi hakkında bize kısa bir bilgilendirme de yapıyor..
Kendi oturduğu ev de yaklaşık 100 yıllık..
Eşiyle birlikte yaşayan bu amcamıza Allah daha da uzun ömürler versin...

Uluabat gölü aynı zamanda Ramsar Alanı..
Yani barındırdığı kuş türleri ile korunma altında..

Ahmet Hamdi ile başlayan yazımı yine şiirin devamı ile bitirmek istiyorum...
Yeşil Bursa'ya selam olsun!

İsterdim bu eski yerde seninle
Başbaşa uyumak son uykumuzu, 
Bu hayâl içinde... 
Ve ufkumuzu 
Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk, 
Havayı dolduran uhrevî âhenk.. 
Bir ilâh uykusu olur elbette 
Ölüm bu tılsımlı ebediyette, 
Belki de rüyâsı bu cetlerin, 
Beyaz bahçesinde su seslerinin.