tag:blogger.com,1999:blog-75479289028446222882024-03-14T02:50:26.663+02:00gökyüzüne bakarken uyuyakalmışım...Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.comBlogger174125tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-58056798987652551172018-02-10T13:04:00.000+02:002018-02-10T13:20:26.134+02:00Sağlıklı yaşama geçiş sürecim<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://dosyasb.saglik.gov.tr/Resim/14259,obezitegunuicerik2jpg.png?0" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="750" height="212" src="https://dosyasb.saglik.gov.tr/Resim/14259,obezitegunuicerik2jpg.png?0" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Her yıl başı yeni kararlar alınır ya, işte benim de 2017 yılbaşında aldığım kararlardan biri de<b> "Bu yıl daha sağlıklı besleneceğim!"</b> oldu. Tam 7 ay bu kararıma uyamadım. Ne kadar sağlıksız besin varsa, cips, kola, patates kızartması her türlü gofret, soslu makarnalar yedim içtim. Haziran'ın son günlerinde artık aynaya bakamayacak haldeydim, epey de kilolu. Hep denir ya her şeyin bir zamanı var çok doğru. Ben de bir aydınlanma yaşadım aynada kendimle yüzleşince.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
"Fed up" ve "Sugar" belgesellerini izledim. Yediğim, içtiğim ne kadar sağlıksız, işlem görmüş, mısır şuruplu besin varsa her şeyden tiksindim. Instagram'da ne kadar sağlıklı beslenme ve spor sayfası varsa takip ettim, biyolog olduğum için zamanla pek çoğunu eledim. Youtube'da diyetisyenleri takip ettim, pek çok video izledim. Sağlıklı beslenme ve spor hakkında makaleler okudum, araştırdım.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sağlıklı kilo da vermek istediğim için spor şarttı <b>"Leslie ile 3 mile"</b> videoları eşliğinde 3 ay boyunca her gün 45 dakika spor yaptım. Zamanla spor yoğunluğunu artırdım ve yaptığım egzersizleri çeşitlendirdim. Dışarıda olduğum günlerde 10 bin adım kuralına uydum. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Benim için çok radikal bir karar oldu. <br />
<a name='more'></a>Ben hariç çevremdekilerin ise bu kararıma uyumu zor oldu. Misafir gittiğim evlerde sunulan ikramlardan çok kısıtlı şeyler yiyebiliyordum. Hamur işi, kek, poğaça, beyaz un, şerbetli tatlılar, dondurma, kurabiyelerden hiç tatmadım sadece dolma, kısır, mercimek köftesi gibi yiyecekler tükettim. Bir de herkes <b>"rejim"</b> mi yapıyorsun, <b>"Ben de size gelince yemeyeceğim."</b> gibi yorumlar yapıyordu. Bunlara kulak tıkadım. Ev sahibinin her türlü zorlamalarına rağmen bunu başardım. Rejim, diyet gibi kelimeler benim lugatımda yoktu. Ben bu işe sağlıklı yaşam olarak başladım. Her gün yediklerimi not ettim ve bence irademi test etmem için en güzel yol bu oldu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8 ay oldu sağlıklı yaşama başlayalı ve şu ana kadar itiraf etmeliyim çok iyi gidiyorum. Başladığım gün de olmak üzere her ay tartıldım, yağ oranını ölçtürdüm. Her ay çıkan sonuçlarla motivasyonum arttı, doğru yoldaydım. Aşırı hiçbir şey yapmadım, şok diyetlerle değil sağlıklı beslenerek, bolca yeyip içerek ve spor yaparak kilo verdim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8 aydır akşam 8'den sonra sudan başka hiçbir şey koymadım ağzıma. Yoğurdu evde annem mayalardı, yoğurtsuz bir günüm bile geçmedi.Yine yazın bolca ayran tükettim. Her sabah başucumda bulunan suyu içerek güne başladım. Yazın başladığım için gün içinde tükettiğim su oranı 2 litrenin altına inmedi. Kış mevsimiyle birlikte su içme ihtiyacım azalmış olsa da suyu tarçın, nane, limonla tatlandırarak ve süsleyerek içmeye çalışıyorum. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdilik aklıma gelenler bunlar, sağlıklı yaşam konusunda neler yaptığımı adım adım anlatacağım bir yazı yazmayı daha planlıyorum. Sizlerde sağlıklı yaşam konusunda deneyimlerinizi, bu konu hakkındaki düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim. Herkese iyi hafta sonları..</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-1400976755309383782018-02-02T15:18:00.002+02:002018-02-02T15:44:26.701+02:00Sadeleşmek üzerine<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjr-6tufu7dsfBL7OdjD9jLGX-17T2Xb7tFI-kae8ySNG0Zi1GuaRKmV1xQd3khZsOFsUcyEFCAktS8boOv069r5CX42yCFjGhwLbE6ak9X_WxTfhobxKalhYQO7yLe3obPcv3HlTTEAbs/s1600/sade.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="328" data-original-width="326" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjr-6tufu7dsfBL7OdjD9jLGX-17T2Xb7tFI-kae8ySNG0Zi1GuaRKmV1xQd3khZsOFsUcyEFCAktS8boOv069r5CX42yCFjGhwLbE6ak9X_WxTfhobxKalhYQO7yLe3obPcv3HlTTEAbs/s320/sade.png" width="318" /></a></div>
<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
Alışverişi seviyordum, gittiğim her yerden süs eşyaları, magnetler alıp evimi ıvır zıvır eşyalarla doldururdum. Biriktirirdim de, sinema, tiyatro ve sergi biletlerini atmazdım hatıra olsun diye saklardım. Gardırobumda gereksizce yer işgal eden kıyafetler vardı, zayıflayınca giyerim diye atamadığım, hediye gelen ama hiç giymediğim, sırf çok ucuz diye aldığım giymediğim benim tarzım olmayan kıyafetler. Kullanmadığım pek çok makyaj malzemesi, takılar, tokalar vardı. Not defterlerim, ajandalarım, kitaplarım, kalemlerim deste deste. Yaşım 50 falan değil evim de saray değil. Nereye koyacaktım bu eşyaları? Taşıması, temizlemesi, bakımı her şeyi zor ve zaman alıyor. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eşyalar ve onlarla ilgili sözler de kültürel miras gibi nesilden nesile aktarılıyor. Bazı eskimiş eşyaları atacak olsam mutlaka "Atma lazım olur." sözünü duyardım. Bu cümleler yerleşmiş bilinçdışımıza. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<a name='more'></a>2015'de Ayşe Arman'ın "Sade" kitabının yazarları Begüm Başoğlu ve Ege Erim ile yaptığı <a href="http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ayse-arman/sadeyi-okuyun-hayatinizi-sadelestirin-40023034">röportaj</a> sayesinde sadeleşme konusunda ilk farkındalığım oluştu. Röportajı okudukça hak verdim ve bu konuda daha çok bilgiye ihtiyacım vardı. Youtube'da kısa bir video taraması yaptıktan sonra yazar ve tasarımcı Graham Hill'in TED2011'deki <a href="https://www.ted.com/talks/graham_hill_less_stuff_more_happiness?language=tr#t-74637">"Daha az eşya, daha çok mutluluk"</a> isimli konuşmasını izledim. Graham Hill basitçe şu soruyu soruyor:<b> Daha az alanda, daha az eşya, bizi daha mutlu kılar mı? </b>Graham Hill'in sorusu cevapsız kalmasın. Az eşya sonsuz mutluluk, özgürlük, daha az sorumluluk, daha çok kaliteli zaman demek. Her an derli toplu düzenli bir ev demek. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
TRT Belgesel'de <b>"Temizlik hastaları"</b> diye bir programa denk geldim, temizlik konusunda takıntılı olan bir ekip temizlikten bihaber, istifçi, arşivci ailelerin çöp evlerini temizliyorlar, evden kamyonla çöp atıyorlar. Fırsatınız varsa izleyin derim. O programdan sonra ise fazla eşyalara hiç tahammülüm kalmadı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sadeleşme her alanda, düşüncede, eşyalarda, bedenimizde. En zor kısmı da sadeleşme ihtiyacını kabul edip bunu içselleştirmede. Ben önce kıyafetlerimden başladım, yavaş yavaş azalttım kıyafetlerimi. Eskileri çöpe attım, daha yeni ve daha iyi durumda olanları arkadaşlarımla, giysi bankaları veya kıyafet alan yardım kuruluşlarıyla paylaştım. Yine de atmaya kıyamadığım kıyafetlerim var. İlkokulda kullandığım kavanoz camlı gözlüğüm hala duruyor. Kozmetik ürünlerinden son kullanma tarihi geçenleri attım, hiç kullanmayacağım ürünleri arkadaşlarımla paylaştım, diğerlerini ise bitirmeye çalışıyorum, tam bitmeden yeni bir şey almayacağım. Gezerken bir kıyafeti mi beğendim hemen diyorum bunu ben neden alıyorum, gerçekten ihtiyacım var mı yoksa o anlık bir haz için mi alıyorum. Bir süre sonra hep aynı yanıtları vermeye başlayınca alışveriş merkezlerine daha az gider oldum. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sadeleşme uzun bir yol. Ama farkındalığın arttıkça yol almak kolaylaşıyor, hayatının tüm alanında sadeleşmeye gidiyorsun. Örneğin sadeleşme felsefesi bana dengeli ve düzenli beslenme alışkanlığı da kazandırdı. Beslenmede artık daha dikkatli olduğum için pakete girmiş çikolata, bisküvi, şekerlemeler tüketmemeye özen gösteriyorum böylelikle ambalaj atıklarında da sadeleşmeye başladım. Alışverişe çıktığımda sadece ihtiyacım olan eşyaları almaya başladım. Liste tutuyorum. Açken alışverişe çıkmıyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Benim anlatacaklarım bu kadar, sadeleşme üzerine biraz sohbet etmek istedim. Sizler sadeleşme konusuna nasıl bakıyorsunuz? Aldığınız kararlar, önerileriniz varsa paylaşırsanız sevinirim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-56871101699209054762018-01-26T11:12:00.000+02:002018-02-03T11:14:41.497+02:00Mutlaka yapılacaklar listesine ekleyin! Karanlıkta Diyalog<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/hNwNAoQoMs4/0.jpg" frameborder="0" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/hNwNAoQoMs4?feature=player_embedded" width="320"></iframe></div>
<br />
Hayatımda deneyimlediğim en farklı aktiviteydi Karanlıkta Diyalog. Orijinal adı ise "Dialogue in the dark."<br />
Dünya üzerinde 135 kentte 8 milyondan fazla kişiye ulaşmış Karanlıkta Diyalog Sergisi, Aralık 2013'den bu yana İstanbul Avrupa yakası Gayrettepe Metro İstasyonunda sergilenmeye devam ediyor.<br />
<br />
Kuruluş hikayesi'de oldukça etkileyici.<br />
<br />
Karanlıkta Diyalog’un kurucusu Andreas Heinecke, bir radyo istasyonunda çalışırken, bir kaza sonucunda görme duyusunu kaybeden bir görme engelliyle karşılaşır. Önce acıma duygusu hisseder ve nasıl davranması gerektiğini bilemez. Ama kısa sürede görmeyen insanların görenlerin sahip olmadığı birçok özelliğe sahip olduklarını anlamıştır. Andreas, genç meslektaşını iyi bir radyocu olması için eğitirken, görme engelli genç de onun hayata dair konularda eğitmeni olmuştur. Kelimenin tam anlamıyla, görme engelli bir insan Andreas’ın “gözlerini açmış” ve onun farklılıkların ötesine geçerek neler yapabileceğimiz konusunda düşünmesine sebep olmuştur. Bu ilişkinin olağanüstü değerinin farkına varan Andreas, 1995’te ilk sosyal girişimini başlatmıştır. O günden beri kendini, insan karşılaşmalarında oluşan boşluklar/iletişimsizlikler arasında köprüler kurmak için yeni yollar bulmaya adamıştır. <a href="http://www.turkcelldiyalogmuzesi.com/karanlikta-diyalog">(alıntıdır)</a><br />
<br />
<b>"Öğrenmenin tek yolu, karşılaşmaktan geçer."</b><br />
<div>
<br />
<div>
<br />
<a name='more'></a>Martin Buber'in bu müthiş sözü de sergiye slogan olmuş. Görme duyusunu kaybedersen nelerin başına geleceğini nelerle başa çıkman gerektiğini iliklerine kadar hissediyorsun. Örneğin, karşıdan karşıya geçerken duyduğumuz ve bazen sıkıldığımız "Şimdi karşıya geçebilirsiniz" sesi, trafikte delicesine basılan korna sesleri sergide nasıl da anlam kazanıyor. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
60 dk sürüyor, ziyaretçileri görme engelli rehberler karşılıyor ve 60 dakika boyunca ziyaretçilere eşlik ediyorlar. Sergide bolca sohbet ediyor, bu eşsiz deneyimle diğer ziyaretçilerle de aranda bağ kuruyorsun. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sergi İstanbul'u bir de görmeden hissederek gezin diyor. Sergiyi gezerken vapura ve nostaljik tramvaya biniyor, martılar ve dalgaların sesini dinliyorsun. Görmüyorsun ama çok iyi duyuyorsun, dokuları yeniden keşfediyorsun. Bu arada serginin son durağında bir kafe var, elbette orası da karanlık. Çay, kahve içip biraz daha ekiple sohbet edebilirsin. Ben çay almıştım, içtiğim bergamotlu çayla hem içim ısındı hem de çayın kokusu koku reseptörlerimi bayram ettirmişti. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Sergi gezmeden önce bilmeniz gerekenler</b></div>
<div>
<br />
<ul>
<li>Girişe hazırlık ve check-in için giriş saatinden yaklaşık 15 dk önce mekanda olun. </li>
<li>Sergi zifiri karanlık bir ortamda olduğu için sergiye ışık veren ve parlayan eşyalarla, fosforlu kıyafetlerle giremiyorsunuz. Cep telefonu, kamera gibi tüm elektronik cihazlarınızı sergi girişindeki kilitli dolaplara koyabilirsiniz.</li>
<li>Topuklu ayakkabılarla gitmeyin, rahat kıyafetlerle sergiyi gezin. </li>
<li>Serginin 60 dk sürdüğünü ve sergiyi bitirmeden ayrılmak isterseniz de rehberi bilgilendirerek onun yardımıyla ayrılabilirsiniz.</li>
<li>Bilet fiyatları tam 33 TL indirimli 16 TL (öğrenci, müzekart vb)</li>
</ul>
<br />
<br /></div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-8019370194314333672018-01-18T11:12:00.000+02:002018-02-03T11:15:00.606+02:00Antabus - Seray Şahiner<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://i.idefix.com/cache/600x600-0/originals/0000000595182-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://i.idefix.com/cache/600x600-0/originals/0000000595182-1.jpg" data-original-height="600" data-original-width="383" height="320" width="204" /></a></div>
<br />
Hemen her gün şiddet haberlerini gazetelerin 3. sayfalarında okur, haber bültenlerinde izler, üzülür, iki dakika sonra kendi hayatımıza döneriz. Kitaplara konu olur, belgeselleri çekilir, kamu spotu yayınlanır ve onlar da genellikle orada kalır. Çünkü insanızdır, unutmak en iyi özelliğimiz, yok saymak ise çağın hastalığı olmuştur.<br />
<div>
<br /></div>
<div>
Seray Şahiner 33 yaşında, genç bir yazar. "Kul" en çok beğenilen kitaplarından. Kitaplarında kadınlar var, şiddete uğramış, yok sayılmış, hor görülmüş. Ben Antabus ile başladım yazarı tanımaya. Dili özgün biraz muzip, deli dolu. Ben sevdim dilini. Kitabı youtube videolarını severek izlediğim Ayça Ertürk'ün tavsiyesi ile okudum. Ayrıca sonradan öğrendim ki "Antabus" Semaver Kumpanya Çevre Tiyatrosu'nda oynuyor. Kitabın başkahramanı "Leyla Taşçı" rolüne Nihal Yalçın can veriyor. Tek kişilik, tek perde bir oyun. Nihal Yalçın'ı çok severim, mutlaka bu oyuna da gideceğim.<br />
<b><br /></b>
<b>Arka Kapak</b><br />
<br />
"Hani kadınlar çocukları olsun diye gezmedik doktor, türbe bırakmıyorlar ya... Akılsızlar! Bırakın olmuyorsa olmuyor, ille doğurup ne diye sabinin de hayatını karartıyorsunuz?"<br />
<br />
<br />
<a name='more'></a>Gelin Başı ve Hanımların Dikkatine kitaplarının yazarı Seray Şahiner'in kaleminden yeni bir insanlık öyküsü... Antabus, yaşadığımız şiddet ortamının kaynaklarını, bu şiddetin yarattığı insanlık hallerini anlatıyor. Bu kısa romanın anlatıcı kahramanı, işçi sınıfına mensup genç bir kadın; Leyla. Bir konfeksiyon atölyesinde çalışan Leyla, sessiz sakin, "sıradan" bir hayat kurmak ister. Fakat hayatı seçimleriyle değil, kendisine dayatılanlarla şekillenir. <br />
<br />
İçinde bulunduğu durumdan kurtulmak için kendince yöntemler geliştirmekten vazgeçmeyen Leyla'nın anlatısını elinizden bırakamayacaksınız.<br />
<br />
<b>Antabus özetle DUR</b> diyor, bakıp geçme, gör, başını çevirme...Kadın olmak zor, dünyada da zor, ülkemizde de zor. Şiddet her yerde evde, okulda, iş yerinde, metroda, hastanede,sokaklarda... Eğitimlisi, eğitimsizi pek fark etmiyor, şiddet her yerde. Maalesef sevginin olmadığı her yerde...<br />
<br />
<br />
<b>"Kocam beni ilk bir kaç ay hiç dövmedi. "Bal ayı" dedikleri bu olsa gerek."</b><br />
<br />
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-71748179524402912462018-01-03T17:48:00.000+02:002018-01-03T17:48:32.099+02:002017 İzlediğim film ve belgeseller<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgp8YKbkeElQ2__e5GyaaJVJbA6lqdUwAeIMbEb3eJR2j2UEj1Dy-bvcC9S-ca0zZjh3WmPrJ3vNn3urjhN40PhvHnkPocY99nXYN1ynsBJ2oI5PuOY2h37pgYH2kW7D2UAM_V2xen4I04/s1600/film.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="696" data-original-width="752" height="296" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgp8YKbkeElQ2__e5GyaaJVJbA6lqdUwAeIMbEb3eJR2j2UEj1Dy-bvcC9S-ca0zZjh3WmPrJ3vNn3urjhN40PhvHnkPocY99nXYN1ynsBJ2oI5PuOY2h37pgYH2kW7D2UAM_V2xen4I04/s320/film.png" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div>
Filmler</div>
<div>
<ol>
<li>Sevgili John (Dear John) 2010 IMDb 6,3</li>
<li>Yılın Başkanı (Man of the Year) 2006 IMDb 6,2</li>
<li>Zoraki Dede (And So It Goes) 2014 IMDb 5,8</li>
<li>İlk ve son aşkım (Seeking a Friend for the End of the World) 2012 IMDb 6,7</li>
<li>Sürpriz Baba (The Switch) 2010 IMDb 6,1</li>
<li>***Şeytan Marka Giyer (The Devil Wears Prada) 2006 IMDb 6,8</li>
<li>Paris'te Gece Yarısı (Midnight in Paris) 2011 IMDb 7,7</li>
<li>Umut Işığım (Silver Linings) 2012 IMDb 7,8</li>
<li>***Adanın Büyüsü (The Magic of Belle Isle) 2012 IMDb 7,0 </li>
<li>Pırıltılı Hayatlar (The Bling Ring) 2013 IMDb 5,6</li>
<li>Kopma (Detachment) 2011 IMDb 7,7</li>
<li>***Kemiklerine Kadar (To the bone) 2017 IMDb 6,9</li>
<li>Aşk ve Küller (Blue Valentine) 2010 IMDb 7,4</li>
<li>Eski Dostlar (Stand up Guys) 2012 IMDb 6,5</li>
<li>Kapımdaki Casus (The Spy Next Door) 2010 IMDb 5,4</li>
<li>İçimdeki Yangın (Incendies) 2010 IMDb 8,2</li>
<li>***İlk Mucizem (My First Miracle) 2016 IMDb (7,7)</li>
<li>***Sonuna kadar (All the way) 2016 IMDb 7,3</li>
<li>***Aramızdaki Sözler (The Mountain Between Us) 2017 IMDb 6,4</li>
<li>Annemin Yarası 2016 IMBd 7,5</li>
<li>Aile Sırları (August: Osage County) 2013 IMDb 7,2</li>
<li>Yol Ayrımı 2017 IMDb 6,9</li>
</ol>
</div>
<br />Belgeseller<br /><br />***Tıka basa (Fed up) 2014 IMDb 7,7<br />***That Sugar Film 2014 IMDb 7,4<br />***Gerçek Bedel (The True Cost) IMBd 7,7<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
*** Tavsiyemdir.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-57505135476188625892017-12-21T16:20:00.001+02:002018-02-04T11:01:48.000+02:00Ölü Zaman Gezginleri <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/originals/0000000712600-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/originals/0000000712600-1.jpg" data-original-height="600" data-original-width="417" height="320" width="222" /></a></div>
<br />
Bir önceki yazımda Hasan Ali Toptaş'ın "<a href="https://gokyuzunebakarkenuyuyakalmisim.blogspot.com.tr/2017/12/yara-degil-de-muhatapsz-kalmak.html">Kuşlar Yasına Gider</a>" isimli kitabından bahsetmiştim. Ben "Kuşlar Yasına Gider"den sonra "Ölü Zaman Gezginleri" ile devam ettim.<br />
<br />
"Ölü Zaman Gezginleri" Everest Yayınlarından çıkmış ve 139 sayfa bir öykü kitabı. Ölü Zaman Gezginleri ve Yoklar Fısıltısı olmak üzere iki ana başlıktan oluşmuş, toplamda 16 öykü var.<br />
<br />
Kitabı; elinizde çayınız, sessizlikte ve dikkatinizin dağılmayacağı bir yerde okumanızı öneririm. Bir tavsiyem daha var, öyküleri art arda okumayın tadını çıkarın.Sık sık hayal mi gerçek mi diye sorabilirsiniz.. Kelimeler yine özenle seçilmiş, betimlemeler harika, resmen zihninizde canlandırıyorsunuz yazanları.<br />
<br />
Kitap kapağı ise Kuşlar Yasına Gider de olduğu gibi Nuri Bilge Ceylan'dan.<br />
<br />
<b>"Gitmek fiilinin altını çift çizgiyle en güzel trenler çizebilirmiş ona göre. Otobüs koltuğunda Ramses gibi kıpırdamadan oturanlara, yolculuk ediyor denemezmiş doğrusu." </b>(Çift Çizgi isimli öyküden)<br />
<br />
<b>"</b>Susuyorduk gene, susacaktık; dağ hangi boşluğumuzu dolduruyor, susmak bizi nereden eksiltip nereye biriktiriyor ve bu sis hangi çıplaklığımızı örtüyor, hiç bilemeyecektik. <b>Her şeyi bilmek için erkendi belki, bilmeler yaşamalardan geçerdi ve biz önce yaşayacaktık." </b>(Ölü Zaman Gezginleri isimli öyküden)<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-76153091845427557662017-12-15T11:36:00.000+02:002017-12-15T11:36:29.766+02:00Yara değil de muhatapsız kalmak öldürüyor insanı...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://i.idefix.com/cache/500x400-0/originals/0000000714421-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://i.idefix.com/cache/500x400-0/originals/0000000714421-1.jpg" data-original-height="400" data-original-width="279" height="400" width="278" /></a></div>
<br /><br /><div style="text-align: justify;">
Hasan Ali Toptaş'ın okuduğum ilk kitabı. Gölgesizler ve Heba'yı duymuş ancak okumamıştım. "Kuşlar Yasına Gider" güzel bir başlangıç oldu benim için. Sonra da "Ölü Zaman Gezginleri" ile devam ettim, yakında onunla ilgili bir yazı da paylaşacağım.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kuşlar Yasına Gider, Everest Yayınları'ndan 2016 yılında çıkmış, 250 sayfalık bir kitap. Klasik bir baba oğul hikayesi gibi başlıyor. Denizli ve Ankara arasında gidip gelirken zaman zaman yollarda çalan türküler kulağınızda çınlıyor. Şu karşı ki dağda kar var duman yok, benim sevdiceğimde din var iman yok amaan...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yazar dilimizi çok güzel kullanıyor, kelimelerle dans ediyor. Geçtiği yolları, Ankara'yı, Denizli'deki evini, bahçesini, akrabalarını, yollardayken peşinden gelen atı, gördüğü rüyasını öyle güzel betimliyor ki okuyucular romanın sessiz kahramanları oluyor ve bir köşeden gizlice izliyorlar yaşananları. Kitapta unutmayacağım yerlerden biri de elbette babasının düştüğü sahne. Kimsenin elinden tutup kaldırmaması gibi bazen tokat gibi çarpıyor unutulanlar. Şehir yaşamının insanı böyle duygusuz ve tepkisiz hale getirmesini, bir babanın gözyaşlarında görüyorsunuz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kitap, buram buram yaşanmamışa özlem kokuyor, babasının çocuklukta sürekli iş için gitmesi ve uzun süre dönmemesi sonucu bir çocuğun baba özlemi. Tüm bu yokluğa rağmen oğulun babaya "Of" bile dememesine tanık oluyoruz. Ölüme gittiğini bile bile naifçe, sessizce elinden tutuyor babasının. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Romana adını veren türküyü de sizlerle paylaşmak istedim. Belkıs Akkale'den dinleyebilirsiniz</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://www.youtube.com/watch?v=GCWxU3L2Thk"> "Şu dağlar kömürdendir"</a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
"Bu yol Pasin’e gider </div>
<div style="text-align: justify;">
Döner tersine gider </div>
<div style="text-align: justify;">
Şurda bir garip ölmüş </div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
Kuşlar yasına gider..."</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Roman kapağı da tanıdık bir isimden, Nuri Bilge Ceylan’ın "Yağmurdan Sonra Üç Kaz" isimli fotoğrafı.</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir de altını çizdiğim cümlelerden bir tanesini paylaşmak istedim, bana epey dokunan bir söz oldu...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>"Öyledir, dedi Zübeyir; bazı canlıları yara öldürmüyor, muhatapsız kalmak öldürüyor."</b></div>
</div>
</div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Keyifli okumalar...</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-26808007737372950152017-12-09T14:51:00.002+02:002017-12-09T14:53:12.608+02:00Yol Ayrımı - Her değişimin bir bedeli vardır<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://pbs.twimg.com/media/DOBnxojWAAA3Bwg.jpg:large" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="450" data-original-width="800" height="360" src="https://pbs.twimg.com/media/DOBnxojWAAA3Bwg.jpg:large" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
İki büyük usta, Yavuz Turgul ve Şener Şen'in yolları yedi yıl aradan sonra "Yol Ayrımı" filmi ile kesişiyor. Oyuncu kadrosunda Şener Şen (Mazhar Kozanlı), Mert Fırat (Barlas), Nihal Yalçın (Emine), Rutkay Aziz (Altan), Tilbe Saran (Nur), Ruhsar Öcal , Defne Kayalar (Defne), Çiğdem Selışık Onat (Firdevs Hanım), Şerif Erol (Besim) yer alıyor.<br />
<br />
<b>Filmin Konusu</b><br />
<br />
<div>
Mazhar Kozanlı çok büyük bir tekstil şirketinin sahibidir. İş hayatında son derece profesyonel, ailesine karşı duygusuzluk derecesinde katı bir adam olan Mazhar Bey, bir trafik kazasında ölümden döner. Bu kaza, Mazhar Bey'in hayatında önemli bir yol ayrımına girmesine neden olur. Önceki hayatından tamamen zıt bir kişiliğe bürünür. Öyle ki seçtiği yolda ailesini bile karşısına alır.<br />
<div>
<br /></div>
<div>
<b>"Bir ormanda yol ikiye ayrıldı, ve ben – ben gittim daha az geçilmişinden, ve bütün farkı yaratan bu oldu işte." </b>(Robert Frost- Gidilmeyen Yol adlı şiiri)<br />
<div>
<br />
150 dk sürmesine rağmen film akıyor. Kayboluyorsunuz konunun içinde, içiniz sızlıyor. Zaman zaman da göz yaşlarına hakim olamıyorsunuz.<br />
<b><br /></b>
<b>"Ben nasıl aşık olunur bilmem ki!"</b></div>
<div>
<div>
<br /></div>
<div>
Evini terk ederek başlıyor yeni hayatına. Yalnız kalmaktan korkan Mazhar Bey, Galatasaray Lisesinden arkadaşı "kavanoz" lakaplı Altan'ın (Rutkay Aziz) evine gidiyor.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>"Ne oldu böyle sana dostum?"</b></div>
<div>
<b>"Dostum, bu sözü duymayalı ne kadar zaman oldu."</b></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bu film bir uyanışın hikayesi, zamanı ve yeri olmayan... Keskin bir uyanış ve dönüşüm. Bazen bir kitap, bazen bir film, bazen de acı çeken bir insan, ayna tutup bize kendimizi gösterir. Film çok güzel işliyor bu hikayeyi. Tokat gibi vuruyor yüzüne insanın. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Filmde Şener Şen'in seslendirdiği <b>"Anılar"</b> isimli şiirin bir kısmı ile yazıyı sonlandıralım.<br />
<br />
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,<br />
<div>
İkincisinde, daha çok hata yapardım. </div>
<div>
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. </div>
<div>
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, </div>
<div>
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım. </div>
<div>
Temizlik sorun bile olmazdı asla. </div>
<div>
Daha çok riske girerdim. </div>
<div>
Seyahat ederdim daha fazla. </div>
<div>
Daha çok güneş doğuşu izler, </div>
<div>
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. </div>
<div>
Görmediğim bir çok yere giderdim.....</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-52290014724843174432017-11-28T10:55:00.001+02:002018-01-11T09:54:39.659+02:00Haydi masalların peşinden gidelim!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://www.peramuzesi.org.tr/Repo/Activity/Images/judith.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="281" data-original-width="281" src="https://www.peramuzesi.org.tr/Repo/Activity/Images/judith.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken, pireler berber iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken...<br />
<br />
Dünyalar tatlısı bir masal anlatıcısından bahsedeceğim bu yazımda.. <b><span style="color: red;">Judith Malika Liberman.</span></b>.1978 Paris doğumlu. Paris'de Sorbonne Üniversitesi Dil bilimleri bölümünde master, ABD'de Pomona Üniversitesi’nde tiyatro, Paris Konservatuvarı’nda anlatıcılık eğitimi almış.<br />
<br />
14 yaşından bu yana masal anlatıyor, Judith dünyanın duyduğu hikayeler değişirse, dünyanın da değişebileceğine inanıyor. 11 ay için geldiği Türkiye'de 14 yıldır yaşıyor. Tatlı Türkçesiyle bize bizim toprakların hikayelerini anlatıyor, aşıklar, meddahlar gibi.. Bizi evrenin sınırlarında gezdiriyor, hiç gitmediğimiz evlere misafir oluyor, yollarda yürüyoruz.<br />
<br />
Benim Judith'le tanışmam biraz geç oldu, geçtiğimiz eylül ayında CNN Türk'de Deniz Bayramoğlu'nun sunduğu "Gündem Özel" programına konuk olarak katılmıştı, orda tanıdım ve tatlı tatlı konuşmasına hayran oldum, bütün videolarını izledim. Sonra da bu yazıma konu olan <b><span style="color: #a64d79;">"Masal Terapi"</span></b> ile tanıştım.<br />
<br />
Bazen yolumuzu kaybediyoruz ya işte öyle anlarda bize yolumuzu yeniden hatırlatacak, özümüze döndürecek yeni tabirle bizi fabrika ayarlarına döndürecek bir şeylere ihtiyacımız oluyor. İşte tam da öyle zamanlarda işe yarayacak <span style="color: #a64d79;"><b>"Masal Terapi"</b></span>.. Judith Liberman bunu iyileşme oyunu olarak nitelendiriyor. Bırak masallar sana rehberlik etsin, seni iyileştirsin ve dönüştürsün..<br />
<br />
Ufak da bir tavsiyem var, masalları önce siz okuyun, içselleştirin, değiştirin, farklı yorumlayın. Sonra çocuklara anlatın. Çocuklar bu konuda size yol gösterirler, yeterki onlara kulak verin.<br />
<br />
Masallar söz konusu olduğunda hep o soru aklımıza gelir ya masallar sadece çocuklar için midir? Yetişkinlerin ihtiyacı yok mudur zihinlerinin sınırlarını zorlamaya?<br />
<br />
Çocukların hayal dünyasına bakın, hayatının ilk yıllarındaki monolog oyunlarını düşünün. Tek başına nasıl da başarıyorlar oynamayı, mutlu olmayı. Hayal güçlerini nasıl zorluyorlar. Halbuki çevresi belli, yaşadığı ortam belli. Biz yetişkinlerin dünyasına göre daha kısır bir alanda yaşıyorlar. Ama ne oluyor da aklınız hayaliniz almıyor sözlerini. Çünkü izin veriyorlar kendilerine, kısıtlamıyorlar kendilerini. Soru soruyorlar sürekli, merak ediyorlar, araştırıyorlar, keşfediyorlar, en önemlisi de öğrenmek istiyorlar. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri var. Sonra neler oluyor da bu hayal güçleri tektipleşiyor. Sanki tüm çocuklar aynı fabrikadan çıkmış aynı ürünlere dönüşüyorlar. Benzersiz yetenekleri olan çocuklar aynı sınavlara tabi tutulup hayal güçlerini kaybediyorlar ne olacak.<br />
<br />
Sorumuza geri dönelim. Sadece çocuklar için mi masallar, hayır bizim de masallara ihtiyacımız var. Hatta en çok bizim ihtiyacımız var. Yoksa o yaratıcı fikirler nereden çıkacak..Hayal gücümüzü küçümsemeyelim, hele hele bizim bakmadığımız yerden hayata bakanlara "Bana masal anlatma!" demeyelim.<br />
<br />
Judith Liberman'ın "Kahramanın Yolculuğu" isimli TED konuşmasınu <a href="https://www.youtube.com/watch?v=eX14jqR8AXI&t=256s">buradan</a> izleyebilirsiniz.<br />
<br />
Umarım en yakın zamanda bu tatlı dilli kadından canlı canlı masal dinlerim. Sevgiyle kalın...<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-54905641911290742222017-11-27T11:10:00.000+02:002017-11-27T11:10:30.032+02:00Çift Fonksiyonlu Derin Dondurucu <img alt="" src="http://media.boomads.com/images/offer/ued7246_1d08c-20172111115642460.png" style="height: 493px; width: 480px;" /><br />
İlk önce çift fonksiyonlu derin dondurucunun ne demek olduğu ile başlayalım, zira ilk duyduğumda ne anlama geldiğini ben de anlayamamıştım. Klasik derin dondurucular sadece “derin dondurma” yapıyor, yani içlerindeki tüm gıda ve besinleri -16 / -24 arasındaki bir sıcaklıkta depoluyor. Bunun avantajı, bu sıcaklıkta hemen tüm besinlerin kullanım ömürlerinin son derece uzun olması. Yani yazın dondurduğunuz bir gıdayı, kışın ilk günkü tazeliği ile tüketebiliyorsunuz. Ancak derin dondurma uzun süreli bir çözüm ve kısa sürede tüketmeniz gereken gıdalar için yeterince pratik değil. Aynı şekilde, su oranı yüksek besinler (karpuz, üzüm, vs.) derin dondurma işlemi için pek uygun değil, zira içlerindeki su kristalleşiyor ve gıdanın lezzeti bundan etkileniyor. Bu türden gıdalar için derin dondurucu değil, “soğutucu” kullanmak gerekiyor.<br />
<img alt="" src="http://media.boomads.com/images/offer/ued7246igweb_b1-20172111115712851.png" /><br />
İşte çift fonksiyonlu derin dondurucu modelleri, tam olarak bu işe yarıyor. İstediğiniz zaman soğutma, istediğiniz zaman da derin dondurma yapıyorlar. Bu yüzden, kelimenin tam anlamıyla her besin türü ve her depolama amacı için uygunlar. Ancak, piyasada kaliteli bir çift fonksiyonlu derin dondurucu modeli bulmak oldukça zor. İşte bu nedenle uzun araştırmalardan sonra Uğur Soğutma’ya ait <a href="https://www.ugur.com.tr/urun/ued-7246-dtk-nf-ds-a" target="_blank">UED 7246 DTK</a> modelinde karar kıldım. Uğur Soğutma’nın bu sektörde 60 yılı aşkın bir deneyimi var ve gerçeği söylemek gerekirse, kayda değer bir rakibi de bulunmuyor. Nitekim UED 7246 DTK’yı birkaç aydan bu yana kullanıyorum ve son derece memnun kaldığımı rahatlıkla söyleyebilirim.<br />
<br />
Her şeyden önce, bu bir dikey derin dondurucu model. Yani görünüm ve kullanım olarak klasik buzdolaplarına benziyor. 261 litre brüt iç hacmi var ve en kalabalık aileler için bile fazlasıyla yeterli. Derin dondurma, soğutma ve sıfır derecede saklama özellikleri bulunuyor. Besinlerinizi kullanılan moda göre +3 / -24 sıcaklık aralığında depolayabiliyorsunuz. No frost özelliğine sahip olan çift fonksiyonlu derin dondurucu, aynı zamanda A+ enerji sınıfına ait, yani çok az elektrik harcıyor. Ön kapağı üzerinde bir LED ekran var ve tüm ayarları (kapağını açmaya gerek kalmadan) bu ekranı kullanarak yapabiliyorsunuz. Ben Uğur Soğutma’nın çevrimiçi mağazasını kullanarak satın aldım (<a href="https://satis.ugur.com.tr/" target="_blank">https://satis.ugur.com.tr/</a>) ancak Türkiye çapındaki bayilerden de alabilirsiniz. Bir derin dondurucu almaya niyetliyseniz, çift fonksiyonlu bu modele muhakkak bir göz atmanızı öneriyorum, kesinlikle pişman olmazsınız.<br />
<span style="font-size: 80%;">Bir <a href="http://www.boomads.com/?client=815c87521a1c4dc4804a77192da37a05&offerid=1860" rel="nofollow" target="_blank" title="boomads">boomads</a> advertorial içeriğidir.</span><script type="text/javascript">
boomads_offer_client = "815c87521a1c4dc4804a77192da37a05";
boomads_offer_id ="1860";
</script>
<script src="http://counter.boomads.com/scripts/offer.js" type="text/javascript"></script>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-15426735515335720582017-11-24T14:15:00.000+02:002017-11-24T14:15:24.159+02:00Öğretmen olmak, bir cana dokunmak<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://i.idefix.com/cache/500x400-0/originals/0000000428045-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://i.idefix.com/cache/500x400-0/originals/0000000428045-1.jpg" data-original-height="400" data-original-width="255" height="320" width="204" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bugün Öğretmenler günü.. Bir öğretmen olarak bir şeyler yazmak ve sizlerle paylaşmak istedim. Yazının başlığında saklı zaten bu günün anlamı. Çünkü yaptığınız iş bir cana dokunmak, onu hissetmek. Gözlerinin içindeki ışığın bir parçası olmak. Bana bu duyguyu hissettiren tüm öğrencilerime teşekkür ediyorum. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Başta başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, babamın, şu ana kadar üzerimde emeği olan tüm öğretmenlerimin, öğrencileri için emek veren, güneş gibi doğan, dokunduğu her şeyi güzelleştiren, soba yakan, duvarları süsleyen, bazen anne, bazen baba, bazen kardeş olan meslektaşlarımın öğretmenler gününü kutluyorum, var olsunlar.</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
Öğretmenler gününe özel tavsiye kitabım Sayın Doğan Cüceloğlu ve Sayın İrfan Erdoğan'ın yazmış oldukları "Öğretmen olmak, bir cana dokunmak". Sohbet havasında geçen kitapta yeni öğretmenlerin, öğretmen adaylarının epey ders çıkaracağına inanıyorum. Kitapta öğretmen olduğunda kim olmak istersin, öğretmenlik yapan mı yoksa öğretmen olan mı, bu sorunun cevabını veriyorsunuz. Çevrenizdeki öğretmenleri sorguluyorsunuz, kendi kişiliğinizi sorguluyorsunuz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Arka Kapak </b></div>
</div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Doğan Cüceloğlu ve İrfan Erdoğan, bu kitapta genç fidanları taptaze umutlara dönüştüren öğretmenlerimizi konuşuyorlar. Eğitim ve öğretmenlik hakkında bugüne kadar biriktirdikleri kuramsal, tarihsel ve güncel fikirlerini paylaşmak üzere bir araya gelen Doğan Cüceloğlu ve İrfan Erdoğan, uzun soluklu bir yol arkadaşlığı kurdular. Yaklaşık bir yıla yayılan bir zaman dilimi içinde, sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin çeşitli kentlerinde "öğretmen"i konuştular, tartıştılar ve bütün bu kayıtları, elinizdeki kitabın malzemesini teşkil edecek şekilde düzenlediler. Nihayetinde ortaya çıkan bu eser, eğitim konusunda Türkiye'nin en birikimli düşünürlerinden Doğan Cüceloğlu ve İrfan Erdoğan'ın yalnızca kendi aralarındaki değil, tüm öğretmenlerimizle kurdukları diyalogun bir ürünü olarak görülmelidir. Ve şimdi bu diyalog, kitabın okurlarıyla devam edecek. Öğretmen Olmak, sadece okulda değil, yaşamın her alanında, herkese esin kaynağı olmak isteyenlere..</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-56986196661634325042017-11-18T11:12:00.001+02:002017-11-18T11:13:04.778+02:00Ben, Malala - Malala Yousafzai<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiInL8Ut8Ge0q_5aM5Yp_IxxMExSlvtf_jRPUXi15czBwVWMSBwqidYAaJubnBjy4iwIOMA-sb8EY8qJbKkY5Ewj_pGqTJ96gvczxaM-kzYJ6DTWG4wg5z-pIyGNalCuLFR0wJDGurf5Uw/s1600/IMG_4731.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1196" data-original-width="1600" height="296" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiInL8Ut8Ge0q_5aM5Yp_IxxMExSlvtf_jRPUXi15czBwVWMSBwqidYAaJubnBjy4iwIOMA-sb8EY8qJbKkY5Ewj_pGqTJ96gvczxaM-kzYJ6DTWG4wg5z-pIyGNalCuLFR0wJDGurf5Uw/s400/IMG_4731.JPG" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eğitim hakkını savunduğu için 15 yaşında iken Taliban tarafından vurulan kız Malala. O kendini sıradan bir kız olarak tanımlasa da yüreği ile fikirleri ile o kadar cesur ki. O bir eğitim savunucusu, Nobel barış ödülü sahibi. Bu kitap da işte bu cesaretin kitabı. Haksızlığa maruz kalan ve sonra da susturulan bütün kızlar, sesimizi birlikte duyuracağız diyor kitabında. Eline, yüreğine sağlık Malala.. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Malala 1997 Pakistan doğumlu. İsmini, babası Ziauddin Yousafzai bir Pashtun kahramanı olan Malalai’den esinlenerek koymuş. Ziauddin Bey evlerinin yanında bir okul yönetiyor ve bir eğitim savunucusu. Ataerkil bir toplumda yetişmesine rağmen kızına destek olmayı başarmış, kızından gururla bahseden sorumluluk sahibi bir baba.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
2009 yılında Pakistan'ın kuzey batısında bulunan Swat üzerinde artan Taliban baskıları sonrası Malala, Gül Makai takma adıyla blog yazmaya başlamış, blogda korkularından, her şeye rağmen eğitimine devam etme tutkusundan, okula gidemese bile derslerine büyük bir hevesle çalışmasından bahsediyordu. Babasının okulu tehditler alıyordu, Malala ve babası her şeye rağmen eğitim hakkını savunmaya devam ediyorlardı.<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Konu uluslararası basının da dikkatini çekmeyi başarmıştı. Malala 2011 yılında Pakistan’ın ilk gençlik barış ödülünü kazandı. Artık ismi ifşa olmuş ve ölüm fermanı verilmişti. Ekim 2012’de Malala ve kız arkadaşlarını taşıyan servis aracı maskeli ve silahlı kişilerce durduruldu ve saldırgan servise girip ateş açtı. 15 yaşında Malala başı, boynu ve omzundan giren kurşunla vuruldu. Önce yerel hastanede sonra İngiltere Birmingham şehrindeki askeri hastanede tedavi edildi. 11 ay sonra taburcu oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Taliban’ın Malala’yı öldürme teşebbüsü dünya çapında kınandı ve Pakistan’ın her yerinde protesto edildi. Saldırıyı izleyen haftalarda, 2 milyondan fazla kişi eğitim hakkı için bir dilekçe imzaladı ve meclis Pakistan’ın ilk ücretsiz ve zorunlu eğitim kanun tasarısını hızla onayladı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2014 Nobel Barış Ödülünü Malala aldı. Malala ödülü Hintli çocukların hak ve eğitimlerinin savunucusu Kailash Satyarthi ile beraber kabul etti. Malala $1.1 milyonluk ödülünü de eğitime yönlendirdi ve Pakistan’da kız çocuklarına bir ortaokul yapılması için bağışladı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kitabı tavsiye ederim. Özellikle eğitimcilere tavsiyemdir. Öğrencilerinize okutun, bu kitabı tartışın, öğrencilerin şikayet ettikleri şeylerin aslında başka insanların hayali olduğunu göstermenizi dilerim. Ali Şeriati'nin sözlerini de bu noktada paylaşmakta yarar var. "Okuyun, zira mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor."</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Baba Ziauddin Yousafzai'nin "Kızım Malala" isimli TED konuşmasına <a href="https://www.ted.com/talks/ziauddin_yousafzai_my_daughter_malala/transcript?language=tr">buradan</a> ulaşabilirsiniz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Son cümle ise Malala'dan "Sesimizin değerini ancak susturulduğumuzda anlarız.". Keyifli okumalar.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-4694989066205108992017-11-15T13:00:00.000+02:002017-11-16T08:00:01.726+02:00.... başlamadan önce 1000 kitap<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2015/02/18/kitap-okuyan-cocuk-sayisi-somestrde-artti-5317279.Jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2015/02/18/kitap-okuyan-cocuk-sayisi-somestrde-artti-5317279.Jpeg" data-original-height="286" data-original-width="298" height="307" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yazının başlığındaki noktalı yeri nasıl dolduralım? Neye başlamadan önce 1000 kitap dersiniz? Üniversiteye? Yüksek lisansa? 60 yaşına? Sizi daha fazla yormak istemiyorum. Ana sınıfına başlamadan önce okunacak 1000 kitap.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Barış Özcan'ın youtube kanalının sıkı takipçilerindenim. Çok donanımlı ve çalışkan. Geçen hafta oğlu Sufi, eşi Devletşah'ın da bulunduğu üçlü bir video yayımlamış. 6 yaşındaki oğulları Sufi ile 10 ay önce başladıkları okuma maratonunda tam 1000 kitap okunmuş. Okunan kitapları da Sufi'nin Instagram sayfasında da paylaşmışlar. Kitaplar çocuk kitapları elbette, ince, büyük puntolarla yazılmış, resimli kitaplar. Okuma maratonuna başlamadan önce Sufi İngilizce'den sadece üç-beş kelime biliyor, okumayı ise bilmiyormuş. Süreç sonunda kazanımlarına okuma ve yabancı dil de eklenmiş yani.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çocuklarına kitap okuma alışkanlığı kazandırmak isteyen anne-babalara da güzel tavsiyeler var videoda. Elinize attığınız her yerde bir kitap olmalı diyorlar, çantada, mutfak masasında, yatak başucunda kısacası her yerde. Elbette sadece çocuklar kitap okumayacak, anne babaların da okuması gerekiyor, sosyal öğrenme diye bir gerçek var ve çocuk gelişiminde büyük bir paya sahip. Çocuklar bizi model alıyorlar. Biz sabahtan akşama kadar televizyon izleyip hadi yavrum kitap oku dersek çocuğumuz kitap okumaz. Davranışlarımızla örnek olacağız.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu insanların başka işi yok mu yahu hep bu çocukla mı ilgilenmişler, diye sorabilirsiniz. Yok öyle bir şey. Sadece kitap okumaya düzenli vakit ayırmışlar. Yoksa Sufi tek başına oyun da oynuyor, arkadaşlarıyla da oynuyor, okula da gidiyor, etkinliklere de katılıyor. Ama her şey dengeli ve düzenli.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Aklınıza şöyle bir soru da gelebilir. Bu 1000 kitabı nereden bulmuşlar? Bu kadar kitabı satın almaya kalkmamışlar tabi ki. Kütüphanelerden yararlanmışlar, arkadaşlar arasında kitap paylaşımı yapmışlar, elektronik kitap kullanmışlar. Yoksa çok ciddi bir maliyet.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu videoyu izledikten sonra çok etkilendim yine umutla doldum ve bana örnek oldular. Tavsiye eder, yorumlarınızı beklerim. Sevgiler..</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Barış Özcan'ın videosu için aşağıdaki linke tıklayınız.</div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://www.youtube.com/watch?v=NSZ2AHJ-odE">6 yaşındaki oğlumla 10 ayda 1000 kitap okuduk!</a></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-19332764235130645402017-11-12T10:11:00.001+02:002017-11-12T13:12:30.925+02:00Sol Ayağım - Christy Brown<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/originals/0000000309584-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="412" height="320" src="https://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/originals/0000000309584-1.jpg" width="219" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Yazar Christy Brown 1932 doğumlu ve bu kitap kendi hayat hikayesi. Beyin felci kurbanıydı, konuşmasını ve sol ayağı dışında hareketlerini kontrol edemiyordu. Sol ayağı ile resim yaptı hatta otobiyografisini yazdı. İrlanda edebiyatının devleri arasında yerini aldı. 1954'te yayınlanan kitap MEB 100 Temel Eser listesinde. Nemesis Kitap'tan çıkmış ve 189 sayfa.</span></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Kitabın ilk sayfalarını çevirdiğimizde "Annemize" yazısını görüyoruz. Böylesine güçlü annelere de böyle cesur çocuklar yakışır.</span></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">"Yine de "A" harfini yazdım. Önümde yerde duruyordu. Titrekti, acemiceydi, kenarı eğri büğrüydü ve hiç düzgün olmayan bir orta çizgisi vardı. Yine de "A" harfiydi. Başımı kaldırdım. Bir an annemin yüzünü gördüm, yanaklarında yaşlar vardı. Sonra babam eğildi ve beni omzuna aldı. "Başarmıştım"...o bir harf benim için yeni bir dünyaya giden yol, zihinsel özgürlüğümün anahtarıydı."</span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Önce "A" harfi ile başladı süreç sonra "ANNE" yazdı. Sonra da kitaplarını yazdı Christy Brown. </span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">"Sol ayağım içinde bulunduğum hapishane kapısının tek anahtarıydı." </span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-size: large;">Kitabın sonunda da çok fazla altını çizdiğim cümle var ancak bunları buraya eklemeyeceğim, büyüsü bozulsun istemiyorum. Azim, çaba, cesaretle içinizi ısıtacak bu kısa romanı mutlaka okumanızı isterim.</span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Ayrıca kitabın sinemaya da uyarlandığını da belirteyim. Ben önce kitabın okunmasından yana olduğumu söyleyeyim, filmi de oldukça güzel olmuş.</span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Christy Brown'u canlandıran Daniel Dy-Lewis 1989 yılında, bu filmdeki performansıyla en iyi erkek oyuncu dalında Oscar kazanmıştır. Annesini oynayan Brenda Fricker ise bu filmdeki performansıyla en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar’ını kazanmıştır. </span></div>
</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Christy Brown'ın benzer biçimde kaleme aldığı "Her Gün Hüzün" de çok satan kitaplar listesine girmeyi başarmıştır.</span></div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-46020048992192378902017-11-06T17:41:00.001+02:002017-11-12T13:15:32.612+02:00Gri Kitap Yolculuk - Şengül Hablemitoğlu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0NlGDN0_y4wSCcpDL8XdtJph4mCqzXfmNmm8p4mLdtzpWq9PknfFyW4JXGMiTNYGkau2lkpDbd23-arOBjZsJODH6edo8s1zM12dFbpqYusolRqVWLSb9rmFt74q4tyW2e8QXQfsxKrY/s1600/20171106_133648%255B1%255D.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="900" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0NlGDN0_y4wSCcpDL8XdtJph4mCqzXfmNmm8p4mLdtzpWq9PknfFyW4JXGMiTNYGkau2lkpDbd23-arOBjZsJODH6edo8s1zM12dFbpqYusolRqVWLSb9rmFt74q4tyW2e8QXQfsxKrY/s400/20171106_133648%255B1%255D.jpg" width="225" /></a></div>
<br />
<br />
<span style="font-size: large;">Gökyüzünün grileşmesiyle evimize çekilir, sıcak çaylarımızı alır kitaplarımıza döneriz. </span><br />
<span style="font-size: large;">Hayat hep rengarenk olsun isteriz ama sonbaharla birlikte doğa bize öğretir. Hayır der, gri de var, yaprak dökümü de var hayatın içinde. </span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">Bu sefer yazımda bahsedeceğim kitap Şengül Hablemitoğlu'ndan: Gri Kitap Yolculuk. 2016'da eşinin 14. ölüm yıl dönümünde ona ithaf ettiği bu kitap, </span><span style="font-size: large;">Kırmızı Kedi Yayınevinden çıkmış. </span><span style="font-size: large;">120 sayfalık ince bir kitap olsa da b</span><span style="font-size: large;">ir kadının kendi içsel yas yolculuğunu anlatıyor ve yükü oldukça ağır.</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">Kitapta Şengül Hablemitoğlu'nun eşi Necip Hablemitoğlu’nun 2002'de bir akşam evinin önünde öldürülmesi ile </span><span style="font-size: large;"> yas psikolojisine, böylesine acı bir ölümle eşini kaybeden kadının yoluna çocukları için, çocuklarıyla devam etmesi sürecine tanık oluyor ve acısını derinden hissediyorsunuz.</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-size: large;">Şengül Hablemitoğlu gerçekten çok güçlü bir kadın ve dolu dolu bir akademisyen. Mayıs 2015'de bağımsız bir kuruluş olan Hablemitoğlu Ankara Enstitüsü'nü kurarak uzman ekibiyle yas, aile, evlilik, boşanma danışmanlığı yapmakta.</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">Şengül Hablemitoğlu'nun "Yapılamazlara İnanmıyorum" başlıklı TEDx konuşmasına <a href="https://www.youtube.com/watch?v=d_FsLA3-ayc">buradan</a> ulaşabilirsiniz.</span><br />
<br />
<br />
<div>
<span style="font-size: large;">Ayrıca Şengül hoca, a</span><span style="font-size: large;">ralarında Cem Karaca, Barış Manço, Mehmet Ali Birand'ın eşlerinin de mektuplarının olduğu "İmza Karın" isimli kitapta eşine bu sözlerle seslenmişti:</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-size: large;">"Yaşam yoldaşım, parlak yıldızım, insanım. Elini tekrar tutmak için geleceğim.<br />Işıklar içinde huzurla, mutlulukla bekle beni…"</span></div>
<div>
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-size: large;">Çok etkileyici değil mi? Nasıl bir aşk. Gri Kitap'ta altını çizdiğim o kadar çok cümle var ki hayat dersi niteliğinde. Okumanızı tavsiye ederim. </span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-74195664017564902192017-11-01T20:31:00.001+02:002017-11-01T20:31:31.950+02:00Huzursuzluk-Zülfü Livaneli<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVaT5fhXbWJutbae6ZZ-FECjKVc5_9gY4OIFA6CQko2WlHzo29OHSGB2pHo1Bvg5iAUDysgK82MAWbKI3m92lYTSEHlT3P9_-7YbrdbS3hog2gkDWh22yWvVYrWei18ZwzXn55DhGLXeE/s1600/20171101_212128.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1453" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVaT5fhXbWJutbae6ZZ-FECjKVc5_9gY4OIFA6CQko2WlHzo29OHSGB2pHo1Bvg5iAUDysgK82MAWbKI3m92lYTSEHlT3P9_-7YbrdbS3hog2gkDWh22yWvVYrWei18ZwzXn55DhGLXeE/s400/20171101_212128.jpg" width="363" /></a></div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Bir kitap okuyorsunuz ve okuduklarınızdan sonra boğazınız düğümleniyor. Huzursuzluk işte böyle bir kitap, yakın geçmişten bir hikaye. Hepimiz huzursuz değil miyiz, tedirgin. İşte biraz da bu yüzden kolay içselleştirdik romanı.</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Meleknaz, İbrahim ve Hüseyin'in hikayesi gerçekten yürek burkuyor. Mardin'e daha önce gittiğim için kitabı okurken Ortadoğu'nun kaderini, kadınların acılarını, çok kültürü ile eşsiz Mezapotomya'nın gizemli hallerini daha derinden anladım ve hissettim. 170 sayfalık kısmen ince bir kitap olsa da insanlık dersi vermeye yetiyor, hırsın, merhametin, cehaletin hikayesini okuyucularına yaşatıyor. </span><span style="background-color: white; font-family: "pt_sansregular" , "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: large; letter-spacing: 0.2px;"> </span><span style="font-size: large;">İbn-i Haldun’un "Coğrafya kaderdir" sözü kitabın her satırında yüzünüze vuruyor. </span></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Zülfü Livaneli benim okumaktan büyük keyif aldığım, kitaplarına, duruşuna hayran olduğum yazarlardan. Seveni çok olduğu kadar sevmeyeni de çok. Önyargılı yaklaştıklarını düşünüyorum. Yazarın üslubu, oldukça yalın ve akıcı, bunu kitabı hızlıca bitirdiğinizde anlıyors</span><span style="font-size: large;">unuz.</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Okuduğum kitap bana dokunsun, içime işlesin istiyorsanız hiç vakit kaybetmeyin, alın okuyun.</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Yazarın diğer romanları hakkında yazdığım yazıları ulaşmak için tıklayınız.</span></div>
<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://gokyuzunebakarkenuyuyakalmisim.blogspot.com.tr/2013/07/serenad-zulfu-livaneli.html"><span style="font-size: large;">Serenad </span></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://gokyuzunebakarkenuyuyakalmisim.blogspot.com.tr/2013/05/kardesimin-hikayesi-zulfu-livaneli.html"><span style="font-size: large;">Kardeşimin Hikayesi</span></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://gokyuzunebakarkenuyuyakalmisim.blogspot.com.tr/2012/10/zulfu-livaneli-bir-kedi-bir-adam-bir.html"><span style="font-size: large;">Bir Kedi Bir Adam Bir Ölüm </span></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-72582826771371719532017-10-30T16:30:00.000+02:002017-11-12T13:16:21.325+02:00Emile- Jean-Jacques Rousseau<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqy5nsVQz7HLJ5SIu_J97cO6el6FS6Peyl2N9bexvh-ZPRoMDLofdFoC8MtWtCGti1hyphenhyphenNioxK4BCs5W-b1lDU-89Fe4Zli3hV9RvXaLqtbH_sdsgagNe4QOIjvYdSgM5RN74tbNAZNz8o/s1600/emile.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1028" data-original-width="1600" height="409" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqy5nsVQz7HLJ5SIu_J97cO6el6FS6Peyl2N9bexvh-ZPRoMDLofdFoC8MtWtCGti1hyphenhyphenNioxK4BCs5W-b1lDU-89Fe4Zli3hV9RvXaLqtbH_sdsgagNe4QOIjvYdSgM5RN74tbNAZNz8o/s640/emile.jpg" width="640" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<br />
<span style="font-size: large;">Milli Eğitim Bakanlığı'nın aday öğretmenler için önerdiği kitap listesinde de yer alan Emile, Jean-Jacques Rousseau'nun en bilinen eserlerinden biri. 758 sayfa olması ilk etapta gözümü korkutmadı değil. Ama okudukça, öğrendikçe, üzerine düşündükçe okumak daha keyifli oldu.<br /><br /> Kitabı okumaya başlamadan önce birkaç temel bilgi edinmek iyi oluyor.</span><br />
<div>
<span style="font-size: large;">Jean-Jacques Rousseau 18. yüzyıl düşünürü. </span></div>
<div>
<span style="font-size: large;"> Kitap, doğumdan itibaren birey gelişimi ve eğitimini 5 bölümde anlatıyor.</span></div>
<div>
<span style="font-size: large;"><br />-Doğuştan ilk çocukluk çağının sonuna kadar (0-2 yaş),<br />-Konuşan çocuk çağı (2-12 yaş),<br />-İlk gençlik çağı (12-15 yaş)<br />-Buluğ çağı (15-20 yaş)<br />-Evlilik ve usluluk dönemi (20-25 yaş)<br /></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-size: large;">Anne babaların çocuklara karşı olan görevlerini, çocuk eğitimini anlatıyor aynı zamanda dönemin sosyal, siyasal ve dinsel kurumları da eleştiriyor.<br /><br />Emile, yazarın hayalindeki başarılı ve mutlu, aydınlık geleceği olan oğlu. "Yaşamak benim ona öğretmek istediğim meslektir. Benim elimden çıktığında eminim ki ne yargıç ne asker ne de papaz olacaktır; önce insan olacaktır." diyor. Öğrencisi doğadan öğrenir, derslerini insanlardan değil doğadan alır, b</span><span style="font-size: large;">edeni</span><span style="font-size: large;"> ve ruhu aynı zamanda çalışır. </span></div>
<div>
<span style="font-size: large;"><br /></span><span style="font-size: large;">Jean-Jacques Rousseau kitabın yazıldığı dönemden beri pek çok eleştiri almıştır. </span><span style="font-size: large;">Özgürlük ve bireyselliğin ön plana çıktığı kitap </span><span style="font-size: large;">günümüz modern eğitim yaklaşımlarına da örnek olmuştur.</span><span style="font-size: large;"> </span></div>
<div>
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-size: large;">Sadece eğitimcilerin değil, anne babaların, çocuk sahibi olmak isteyenlerin mutlaka </span><span style="font-size: large;">okuması gereken kitaplardan. Zaman zaman düşüncelerini onaylamayacak ve yazarla ters düşeceksiniz ama çoğu yerde yazara hak da vereceksiniz. </span><span style="font-size: large;">Listenize ekleyip sabırla okumanızı dilerim.</span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-36731378656761301952017-10-25T14:25:00.000+03:002017-10-25T14:25:40.405+03:00Dolu dolu yaşa!<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpG1nZc1acafZZFAGrXIH-lOl3v2B12MhStD-7YXmdwJ3NktsI5fupQ356OHWpINh39z5jUuHCaS2lwa9gyFImDdpUlORxY1Y6ucVzfjsBEfXJNE4hr6J-mfJRJOyTLlCAtbUuUl55ZiU/s1600/IMG_3012.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1067" data-original-width="1600" height="424" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpG1nZc1acafZZFAGrXIH-lOl3v2B12MhStD-7YXmdwJ3NktsI5fupQ356OHWpINh39z5jUuHCaS2lwa9gyFImDdpUlORxY1Y6ucVzfjsBEfXJNE4hr6J-mfJRJOyTLlCAtbUuUl55ZiU/s640/IMG_3012.JPG" width="640" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Hepimiz hayatımızla ilgili tek bir gerçekle dünyaya geliyoruz. Tek bir şans... O yüzden durma ve dolu dolu yaşa hayatı. </span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">1- Daha az tüket, sürekli üret!</span></div>
<br />
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Tüketim çılgınlığı almış başını gidiyor. Ama sen özünü unutma. Gerçekten ihtiyacın olan şeyleri satın al ki yapmak istediğin şeylere para kalsın. Kendine birikim yap, güzel anılar biriktir. </span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">2- Öğren ve öğret</span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Öğrenme sürecimiz ölene kadar devam edecek. İstesek de buna dirensek de. N</span><span style="font-size: large;">e öğrenmek istiyorsan onu öğren, öğrenmek için çabala. Öğrenmekle kalma, bunu diğer insanlara da öğret. Paylaş, köprü ol. </span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">3- Erteleme!</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Bu da çağın hastalığı, erteliyoruz. Şimdi olmaz, şimdi yapamam yok! Konfor alanından çıkıp o yapmayı çok istediğin etkinliği yap. Ebru kursuna gitmek istiyorsun, maddi kaynağın var ama motivasyonun yok, kimse seninle gelmiyor, kalk ve git o kursa, yeni insanlarla tanış ve paylaş. Ölmeden önce yapmak istediğim 100 şey, izleyeceğim filmler, mutlaka oku listesindeki kitapları erteleme, arkadaşlarından ödünç al, bir şekilde ulaş onlara ve gereğini yap. Ama yarın değil şimdi. Zamanın mı yok </span><span style="font-size: large;">erken kalk</span><span style="font-size: large;">, çocuklarla yapamam mı diyorsun, bir yol bulunur elbette yeter ki erteleme. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">4- Gez-Keşfet</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Bunun için çok fazla paraya ihtiyacın olduğunu düşünebilirsin ama daha ucuza nasıl seyahat edilir bunu öğrenmen gerek. Bunun birçok yolu var, sadece araştır. Tek başına mı kaldın yalnız seyahat etmekten korkma. Seyahatlerini insanlarla paylaş. Belki yakın zamanda oraya giden birileri çıkar karşına. Hem çalış hem gez mesela, fırsatları değerlendir. Farklı kültürlerle tanış, kendi kültürünü anlat, paylaş. </span></div>
</div>
<div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">5- İzle-dinle</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Güneşin doğuşunu, batışını, kuşların göçünü izle, mevsim geçişlerini fark et. Müzik dinle, sokak sanatçılarını dinle, doğayı dinle, kozalakların açılmasını, su sesini, yağmuru, çocukları dinle.</span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Seni motive eden, yaptıklarıyla sana ilham veren insanları dinle. TED konuşmalarını izle. </span></div>
</div>
<div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">6- Sev, aşık ol</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">"İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar." diyor üstat Yaşar Kemal. Yüreğindeki sevgiyi çoğalt, sevgiyi paylaş. Sevdiklerine zaman ayır, onlarla kaliteli zamanlar geçir. Etkinlikleri herkesin keyif alacağı şekilde yapılandır. </span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">7- Yaz - Çiz</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Söz uçar yazı kalır atasözü klişe bir söz olabilir ama her zaman çalışır. Biriyle paylaşmasan bile yaz, kendini ifade etmeni sağlar. Kendi gelişimini takip edebilmek için basit bir yol yazmak. Çizim yeteneğin nasıl, bunu keşfet. Çocuklarla birlikte çiz, toplantıda, gergin anlarında çiz. Kuş çiz, çiçek çiz ama çöp adamın ötesine geç!</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Yeter ki durma.</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-73930501913561072382017-10-14T11:43:00.000+03:002017-10-19T14:23:27.555+03:00Dünyanın bütün çocukları Pál Sokağı’ndandır!<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: large;"></span></div>
</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><img alt="pal sokağı çocukları ile ilgili görsel sonucu" height="328" src="https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/b/b1/Paul_street_boys_sculpture_PB110359.jpg" width="640" /></span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Nefes almak istediğimde hep çocuk kitaplarına sarılırım, çocuk cesareti hemen beni ayağa kaldırır. </span></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Bugün size bahsedeceğim kitap da bir çocuk kitabı, Ferenc Molnar'ın kaleme aldığı Pal Sokağı Çocukları. İlk yayınlanma tarihi 1906, Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan bu kitap halen çok satanlarda. Umalım da bu kitabı okumadan büyüyen çocuk olmasın. Tıpkı Küçük Prens, Küçük Kara Balık gibi...Aranızda geç keşfedenler veya okuma fırsatı bulamayanlar olabilir, çocuk kitabı diye lütfen okumamazlık yapmayın çünkü her insan çocuk yaştadır. Hatta bir tane kitap fazladan alarak çocuklara hediye edebilirsiniz.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Arka Kapak </span></b></div>
</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Nemecsek, Boka ve Pál Sokağı’nın öbür çocukları 1907 yılında Budapeşte’nin yoksul Józsefváros semtinden yola çıktılar. Bugün artık bütün dünyada tanınıyorlar. Bugüne kadar her yaştan milyonlarca insan onların dokunaklı hikâyesini okudu; tıpkı Budapeşteli çocuklar gibi onlar da Boka’nın cesaretine hayran oldu, Nemecsek’in ürkek ama kararlı kahramanlığı karşısında gözyaşlarını tutamadı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Şimdi artık Pál Sokağı Çocukları’nın Arsa’sında kocaman çok katlı evler var.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Ama ne gam: Dünyanın bütün çocukları</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Pál Sokağı’ndandır!</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Budapeşte'ye yolunuz düşerse Pal Sokağı çocuklarının heykellerini görebilir, Nemecsek ve arkadaşlarının koşup oynadığı sokaklarda gezebilir, uğruna savaştıkları top sahalarının şimdi neye dönüştüğünü görebilirsiniz.</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Ayrıca kitabın filmi de mevcut. Bazen kitaptan uyarlanan filmler gerçekliğini yitirir ve keyif vermez, ama bu film bence o sınavı da başarıyla geçmiş. Dileyenler onu da izleyebilirler. </span></div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-9171569561161650332016-04-16T09:34:00.000+03:002017-10-19T14:45:47.773+03:00Benden sana hediye! 17 Nisan kitap hediye günü<div style="text-align: center;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.cumhuriyet.com.tr/thumbs/600x354/Archive/2016/4/4/509963_resource/18.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.cumhuriyet.com.tr/thumbs/600x354/Archive/2016/4/4/509963_resource/18.jpg" data-original-height="354" data-original-width="600" height="188" width="320" /></a></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: large;">“Okuyan Türkiye İçin Herkese Her Yerde Kitap” mottosuyla yola çıkan ve Türkiye'de kitap okumayı sevdirmek, yaygınlaştırmak ve kitaba ihtiyacı olanlara kitaba ulaşma imkanı sağlamak için çalışan Herkese Kitap Vakfı, okuma zevkini Türkiye’ye yaymak için “Kitap Hediye Günü” kampanyası düzenliyor.</span></div>
<span style="font-size: large;">
</span>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<span style="font-size: large;">
<div style="text-align: center;">
Sizlerde dostlarınıza, ailenize bir kitap hediye ederek bu zincirin bir parçası olabilirsiniz.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ben hediyemi aldım bile...</div>
<div style="text-align: center;">
Çok sevdiğim bir dostum iki gün önce Karin Karakaşlı'nın "Asiye Kabahat'ten Şarkılar Dinlediniz" isimli yeni çıkan kitabını hediye etti.</div>
<div style="text-align: center;">
Ben de Jean Piaget'in "Çocuğun gözüyle dünya" isimli kitabını hediye edeceğim..</div>
</span><br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: large;">Şimdi sıra sizde. Sizlerde yorum kısmında paylaşırsanız sevinirim.. Keyifli okumalar..</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #fafafa; color: #202020; font-family: "arial"; font-size: 15px;"><br /></span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-29824176006520562862014-02-08T13:48:00.003+02:002017-10-19T14:28:41.150+03:00Rumuz Goncagül-Diyarbakır DT<div>
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.devtiyatro.gov.tr/media/uploads/oyunlar/foto/4057/13893581521260362456-b.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.devtiyatro.gov.tr/media/uploads/oyunlar/foto/4057/13893581521260362456-b.png" data-original-height="435" data-original-width="650" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br /></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Oktay Arayıcı'nın kaleme aldığı iki perdelik bir oyun Rumuz Goncagül...</span></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Daha önce pek çok yerde sahnelenen Rumuz Goncagül, Diyarbakır Devlet Tiyatrosu, Metin Arslan tarafından ilk kez müzikale uyarlanmış.</span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Başrollerde, Pelin Tozkoparan, Birce Birsel Çağlar, Uğur Çınar, Ozan Hafızoğlu, Fatih Yurdakul, Diyar Gönülalçak, Gülizar Oltulu, Kerem Corogil yer alıyor...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Amerikalı dans koreografı Irvıng Resureccion'da müzikale can verenlerden...</span></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">12 dansçı ve 9 müzisyeni de unutmamak gerek..</span></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<a name='more'></a><span style="font-size: large;">Oyun, sürpriz bir başlangıç yapıyor, interaktif, eğlenceli...</span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Annesi İnsaf hanımla birlikte iki odalı kiralık bir evde yaşayan, kıt kanaat geçinen Gülsün'ün evlilik hayalini gerçekleştirmek için Goncagül rumuzuyla gazeteye ilan vermesiyle başlıyor hikaye...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Adaylar arasında seçim yapmak, görüşmelere gitmek de epey zor oluyor...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Hatta adaylar arasından seçim yapma işine Gülsün'ün gönlünde yatan isim de dahil olunca işler daha da çıkmaza giriyor...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Gülsün, Sıtkı, İnsaf Hanım'ın tirajikomik hikayesini anlatan bu müzikal renkli kişiliklerin de olaya dahil olmasıyla izleyicisine eğlenceli bir akşam yaşatıyor.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">70'li yıllarda yaşanan sorunlardan kesitler de yer alıyor...Tüp, yağ kuyrukları, sol-sağ çatışmaları...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Yine 70'lerin müzikleri, kıyafetleri de özenle seçilmiş..</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Prömiyerine katıldığımız için Yönetmenin heyecanını yüreğimizde hissettik..</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Ve yönetmen Metin Arslan'ın dediği gibi oyunda emeği geçen, oyuncularından, teknik ekibe, makyözünden kostümcüsüne herkesin yüreğine sağlık... </span></div>
</div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-71188894881904998432014-01-05T10:15:00.002+02:002017-10-18T09:16:17.221+03:00Taze taze Ordu Giresun V-2<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWXhmhBJEL6Np9_MoGAhhqCCD_LQuJ7rjQ9Z7-tDeXdtoiV5dV5sY8A_IVyo-ha0D2ie5S-SVW6P20JwJZsnz2QOTETptoUSejxSdp3o-nwtRO_FbW5RDqgSyebaoxvKLxofmw7tJXszc/s1600/IMG_20131221_155536.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-size: large;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWXhmhBJEL6Np9_MoGAhhqCCD_LQuJ7rjQ9Z7-tDeXdtoiV5dV5sY8A_IVyo-ha0D2ie5S-SVW6P20JwJZsnz2QOTETptoUSejxSdp3o-nwtRO_FbW5RDqgSyebaoxvKLxofmw7tJXszc/s640/IMG_20131221_155536.jpg" width="640" /></span></a></div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;"><span id="goog_830452766"></span><span id="goog_830452767"></span>Karlı olmasaydı, biraz daha sevebilir miydim Ordu'yu..</span><br />
<span style="font-size: large;">Pek tabi, evet!</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">Neyse geçelim yazımızın, "Ordu'da ne yapılır?" kısmına..</span><br />
<span style="font-size: large;">Bunun için efenim Ordu türkülerine kulak vermeli..</span><br />
<div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-size: large;">"Boztepe'ye çıkmalı</span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-size: large;">Şu Ordu'ya bakmalı</span></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-size: large;">Böyle güzel kızları</span></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-size: large;">Saz çalıp oynatmalı"</span></div>
</div>
</div>
<div>
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-size: large;">Kesinlikle Boztepe'ye çıkmalı...</span></div>
<div>
<span style="font-size: large;">Nasıl mı teleferikle...</span></div>
<div>
<span style="font-size: large;">Tabi ki yükseklik korkunuz yoksa..</span></div>
<div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<a name='more'></a><span style="font-size: large;">Zira teleferik 500 m yükseliyor...</span><br />
<span style="font-size: large;">Boztepe'ye çıkmak ortalama 8,5 dk sürüyor , bir kabine ise 8 kişi binebiliyor..</span><br />
<span style="font-size: large;">Ücretleri, Hafta içi 5 TL (tam), 2,5 TL (öğrenci), Hafta sonu 6 TL (tam), 3 TL (öğrenci)</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">Boztepe'de bu müthiş manzarada bir yemek yemeden, bir kahve içmeden dönmeyin...</span><br />
<span style="font-size: large;">Ve elbette fotoğraf çektirmeden...</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">Ordu'da kültür sanat olayları nasıl derseniz?</span><br />
<span style="font-size: large;">Ordu Kültür ve Sanat Merkezi bulunmakta...</span><br />
<span style="font-size: large;">Biz gittiğimizde Sivas DT'nun "<b>Yunus Emre"</b> isimli oyunu oynuyordu...</span><br />
<span style="font-size: large;">Sezonun son oyununa da böylelikle orada gitmiş oldum...</span><br />
<span style="font-size: large;">Oyunun başlamasına yarım saat kala en önden bilet bulduk ya biz daha ne isteriz...</span><br />
<span style="font-size: large;">Çok büyük bir salonu var, ve gerçekten kalabalıktı...</span><br />
<span style="font-size: large;">Biz oldukça keyif aldık...</span></div>
<div>
<i><span style="font-size: large;"><br /></span></i></div>
<div>
<span style="font-size: large;">Ordu'da bir diğer tiyatro'da Taşbaşı Kültür Merkezi'nde...</span><br />
<span style="font-size: large;">Burası eski cezaevi-kilise olarak adlandırılıyor..</span><br />
<span style="font-size: large;">Tarihi, mistik bir dokusu var..</span><br />
<span style="font-size: large;">Ancak biz kültür merkezine ulaştığımızda oyun çoktan başlamıştı..</span><br />
<span style="font-size: large;">Haftada bir oynandığı için de o oyuna gidemedik..</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOxbaANoJbC6a1U8ulawLaPOfxDQ32RGWq3t-ix3lBTOKVRjIIiYIO3grDfDzqgYT6r0JhDIEt86U5puXzBtaelaYJbf9cAMqrbdEyg0q50bblYCH363XFCQLdmHUHmfk3XQgOyjy5xQg/s1600/20131215_152151.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-size: large;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOxbaANoJbC6a1U8ulawLaPOfxDQ32RGWq3t-ix3lBTOKVRjIIiYIO3grDfDzqgYT6r0JhDIEt86U5puXzBtaelaYJbf9cAMqrbdEyg0q50bblYCH363XFCQLdmHUHmfk3XQgOyjy5xQg/s400/20131215_152151.jpg" width="400" /></span></a></div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">Peki Ordu'da ne yenir?</span><br />
<span style="font-size: large;">Kıymalı pide, Yumurtalı-yumurtalısız alternatifiyle..</span><br />
<span style="font-size: large;">Pancar çorbası içilir..</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4loLI3KM7Xn6vz2aL68CPn_1iAMwYCYENAeKKqn5uBx7Mps4bonZ7jsqJDm3AWKCtzsZS2W6b3Jm6DVv9LtQbtkJZ3lFwYzWxCM3JhEqg2_bW2E6GJCOalWv7fRsNkWbWEVO1wjTexYw/s1600/f%C4%B1nd%C4%B1k.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-size: large;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4loLI3KM7Xn6vz2aL68CPn_1iAMwYCYENAeKKqn5uBx7Mps4bonZ7jsqJDm3AWKCtzsZS2W6b3Jm6DVv9LtQbtkJZ3lFwYzWxCM3JhEqg2_bW2E6GJCOalWv7fRsNkWbWEVO1wjTexYw/s400/f%C4%B1nd%C4%B1k.jpg" width="400" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: large;">Ve elbette fındık...Fındık Ezmesi, kreması, Pikola (minik fındık)</span></div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiB4-44dnwXT-7MfPoEGS_CC1gTVW3PzzYzu14wGCHYeRL0IzTC8R5gPGPxPmTQp6Q9AYDVf0lLAkjhRWpLhJQN41RM3Ksgk8y0PWDW0EDY7JpJ15YwV4Pf-ayYYW154cZJNGmYWCLSvTs/s1600/IMG_20131222_092948.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-size: large;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiB4-44dnwXT-7MfPoEGS_CC1gTVW3PzzYzu14wGCHYeRL0IzTC8R5gPGPxPmTQp6Q9AYDVf0lLAkjhRWpLhJQN41RM3Ksgk8y0PWDW0EDY7JpJ15YwV4Pf-ayYYW154cZJNGmYWCLSvTs/s400/IMG_20131222_092948.jpg" width="400" /></span></a></div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">Martı'da biz otelde kahvaltımızı yaparken başımızda bekledi, bir saat boyunca..</span><br />
<span style="font-size: large;">Bu da o günün maskotu..</span><br />
<span style="font-size: large;">Tanıştırayım müdür bey...</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">Peki ya Giresun..</span><br />
<span style="font-size: large;">Orada sadece iki gün kalabildik..</span><br />
<span style="font-size: large;">Espiye, Keşap, Bulancak çalıştığım ilçeler..</span><br />
<span style="font-size: large;">Senelerdir beğenerek dinlediğim, söylediğim Gelevera Deresi Espiye'den denize dökülüyor..</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/1VQyHib67kU?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></span></div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: large;">Güzel Espiye ve sizin için....</span></div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivhpBcFsH705FQi_Kn0_5_UkbX4DxzKrnASNp-9fNCN-MOi2E5So35a-vqLYkEUi3HeEkzjaPxRdR7AVWSlJt_178EW5u-cF8_txnyowijx5JiHEtX1MqYxFII4sHy6ircTKSkH_5DwbM/s1600/20131226_122411.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-size: large;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivhpBcFsH705FQi_Kn0_5_UkbX4DxzKrnASNp-9fNCN-MOi2E5So35a-vqLYkEUi3HeEkzjaPxRdR7AVWSlJt_178EW5u-cF8_txnyowijx5JiHEtX1MqYxFII4sHy6ircTKSkH_5DwbM/s400/20131226_122411.jpg" width="400" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: large;">Espiye'nin pidesi de meşhurmuş, yemesek olmazdı..</span></div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">İşte bu kadar...</span><br />
<span style="font-size: large;">İki hafta Ordu Giresun çalışmasından izler burada..</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">Ben bugün akşam yine yola çıkıyorum...</span><br />
<span style="font-size: large;">Ara ara görüşmek üzere...</span><br />
<span style="font-size: large;">Sağlıcakla kalınız...</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-24370814466134620592013-11-29T08:03:00.000+02:002017-10-19T14:34:18.916+03:00Ve dağlar yankılandı- Khalid Hosseini<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/originals/0000000549552-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/originals/0000000549552-1.jpg" data-original-height="600" data-original-width="411" /></a></div>
<br />
<b><br /></b>
<b>Arka Kapak</b><br />
<br />
Gece vakti, çölü bir el arabasını çekerek geçen bir baba. Arabanın içinde annesiz iki çocuk; iki kardeş; biri kız, biri erkek. Küçük Peri için ağabeyi Abdullah, ağabeyden çok öte. On yaşındaki Abdullah'a sorsanız Peri, her şey demek. Köylerinden Kâbil'e varmak için çıktıkları yolculuğun sonunda aileyi yürek parçalayıcı bir son bekliyor. Fakat aslında bu bir son değil... Kardeşlerin başlarına gelenler -yakın ya da uzak- ilişki kurdukları tüm insanların hayatlarında nesiller boyu yankılanacak... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hayat farklı aileleri sevgi ve fedakârlık, ihanet ve sadakat gibi ortak duygularla sınarken, karakterlerin başlarına gelenler ve yaptıkları seçimler, kitabın her biri ayrı bir renk ve lezzet taşıyan katmanlarını oluşturuyor. Afganistan'ın küçük bir köyünde doğan ve okuru Kâbil'den Paris'e, San Francisco'dan Tinos adasına taşıyan bu öykü, her sayfada renklenip güçleniyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div>
Ve Dağlar Yankılandı, bizi biz yapan değerler üzerine düşündüren, ustalıkla yazıldığını her bölümde yeniden kanıtlayan, büyüleyici bir roman. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş ile dünya çapında sevilen bir yazar olan Khaled Hosseini'nin yazarlığında bir dönüm noktası.<br />
<br />
***<br />
<i>"Gözümün nur'u Haris'le Farah'ya ve babama adandı-görseydi gurur duyardı..."</i><br />
<br />
Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş'in yazarından yine iddialı bir kitap...</div>
<div>
Sonbahar 1952'de bir hikayeyle başlayan roman Sonbahar 2010'da yaşananlarla son buluyor..</div>
<div>
Annelerini küçük yaşta kaybetmiş Peri ve Abdullah'ın hikayesi..Sevgi, insanlık, hüzün, ihanet...<br />
Keyifli okumalar...<br />
<br />
***<br />
<br />
"Doğru ve yanlış kavramlarının ötesinde uzanan bir toprak var. Seni orada bekleyeceğim." Mevlana<br />
<br />
"Oysa zaman cazibe gibi.. Asla senin sandığın kadarına sahip değilsindir."</div>
<br />
"İyi şeylerin hiçbiri bedava değildi. Sevgi bile. Her şeyin bedelini ödüyordun. Ve eğer yoksulsan, elindeki tek nakit, kahır çekmekti."<br />
<div>
<br /></div>
"....Yaşamında bir amaç bul ve ona göre yaşa derler. Ama bazen, ancak yaşayıp bitirdikten sonra yaşamının bir amacı olduğunu fark edersin, bu da genellikle hiç aklında olmayan bir amaçtır...."<br />
<div>
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-87120080743670669022013-11-17T12:47:00.001+02:002017-10-14T12:05:18.252+03:00Bursa'da ne yenir?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHWxiLicNnUFEqBPWKBd5v1QwHNTI1hiS1pFTwqe3IebE5KoYWBobdaURxgb2hGNTqL0lZvrCbItAon5mS792b7AGApRprYQzUG3b2yHrnEr8w7TpbVXnxPuP5eMXnHfW2gB7x0wcoWBY/s1600/2013-11-14+17.35.06.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="376" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHWxiLicNnUFEqBPWKBd5v1QwHNTI1hiS1pFTwqe3IebE5KoYWBobdaURxgb2hGNTqL0lZvrCbItAon5mS792b7AGApRprYQzUG3b2yHrnEr8w7TpbVXnxPuP5eMXnHfW2gB7x0wcoWBY/s400/2013-11-14+17.35.06.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
Bursa deyince aklımıza ilk iskender geliyor...<br />
Bol tereyağlı nefis soslu pide ve döner...<br />
Ama iskenderle eş lezzette (hatta daha lezzetli) bir şey varsa o da pideli köfte..<br />
Sunumu aynı iskender gibi..Ama eti döner değil de minik köftelerden yapılmış...<br />
<div>
Biz tercihimizi Küçük Saray Pideli Köfte'den yana kullanıyoruz...</div>
<div>
Salça soslu pidelerin üzerine minik köfteler ve yoğurt, biberle sunuluyor..</div>
<div>
Fiyatı da lezzetiyle ters orantılı, iskendere göre oldukça ucuz..</div>
<div>
Küçük Saray Pideli Köfte Bursa merkezde Ulu Cami yakınında...</div>
<div>
Ayrıca yarım porsiyonda alabiliyorsunuz, üstteki fotoğrafta da görüldüğü üzre yarım porsiyonda doyurucu...</div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixYQmjrMVWcd1rLapdZk1J9B3iVyx5ZIvgoXWz0Ci-jfl1dmdVmiJXW6XbQN1jKGn_blbbGARak2e-inNEZacrhiJK-piRyO01osqbGHScsqJVGWPBd-QOxJsd42de6VMy5DGL053HaeY/s1600/2013-11-14+15.02.15.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="376" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixYQmjrMVWcd1rLapdZk1J9B3iVyx5ZIvgoXWz0Ci-jfl1dmdVmiJXW6XbQN1jKGn_blbbGARak2e-inNEZacrhiJK-piRyO01osqbGHScsqJVGWPBd-QOxJsd42de6VMy5DGL053HaeY/s400/2013-11-14+15.02.15.jpg" width="400" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bursa'da her yerde bulabileceğiniz diğer bir lezzet ise elbette Köfteci Yusuf'ta yiyebileceğiniz köfteler.</div>
<div>
İlk şubesini İznik'te açan Köfteci Yusuf daha sonra tüm Bursa'ya yayılmış..</div>
<div>
Restoranın içi çinilerle süslü...<br />
Otopark'ı da içerisi de epey yoğun...<br />
Bu kadar meşhur olmasına rağmen fiyatları da oldukça uygun...</div>
<div>
Köftenin yanında verilen salça-domatesimsi sos da ekmeği yedikçe yedirtiyor..</div>
<div>
Köfteci Yusuf'ta beyti lavaşa sarılmıyor, şişte sarılı geliyor..Bu buraya özgü sanırım..</div>
<div>
Ama Yusuf'a ilk kez gidiyorsanız tercihinizi köfteden yana kullanın derim...</div>
<div>
Siparişiniz de yoğunluk olmasına rağmen tez zamanda geliyor, sizi saatlerce bekletmiyorlar..<br />
<br />
Ve Bursa'nın olmazsa olmazı kestane şekeri...<br />
Uludağ'da yetişen kestanelerin haşlanarak şeker şurubuna batırılmasıyla yapılıyor..<br />
Bursa'nın neredeyse her yerinde farklı markalarda kestane şekerine rastlamak mümkün..<br />
Kafkas'ı her yerde bulabilirsiniz..Ama Kafkas'ın fiyatları oldukça yüksek..<br />
Kardelen ise biraz daha orta ölçekli fiyatlara sahip..<br />
Bütün kestane şekerleri dışında kırık parçalar halinde de var..<br />
Kavanozlarda alacağınız kestane şekerinin diğerlerine göre ömrü daha uzun..<br />
<br />
Benim bir hafta içinde tattığım lezzetler bunlar..<br />
Eğer sizlerin de Bursa'da ne yenir konusunda ilave edecekleriniz varsa ki elbette vardır paylaşırsanız sevinirim..<br />
Lezzetli günler..</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-7547928902844622288.post-18066700939839333672013-11-17T12:03:00.002+02:002017-10-14T12:44:59.932+03:00Yeşil Bursa'ya selam olsun!<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://farm6.staticflickr.com/5201/5256736155_f4b0cf892c_o.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="424" src="https://farm6.staticflickr.com/5201/5256736155_f4b0cf892c_o.jpg" width="640" /></a></div>
<i><br /></i>
<i><br /></i>
<i>Bursa'da bir eski cami avlusu, </i></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Küçük şadırvanda şakırdıyan su; </i></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Orhan zamanından kalma bir duvar... </i></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Onunla bir yaşta ihtiyar çınar </i></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Eliyor dört yana sakin bir günü. </i></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Bir rüyadan arta kalmanın hüznü </i></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>İçinde gülüyor bana derinden. </i></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Yüzlerce çeşmenin serinliğinden </i></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Ovanın yeşili göğün mavisi </i></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Ve mimarîlerin en ilâhisi.</i></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Ahmet Hamdi Tanpınar böyle bahsediyor Bursa'dan...</div>
</div>
<div style="text-align: left;">
Yaşanmışlık var, tarih var Bursa'da..</div>
<div style="text-align: left;">
Taş duvarların arkasında hikayeler, efsaneler ve göçler var...</div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Ulu Cami, Cumalıkızık, Gölyazı, Uluabat Gölü ve İnkaya gezebildiğim yerler..</div>
<div style="text-align: left;">
Gönül isterdi ki her yeri gezebileyim ama iş için gittiğimiz için ancak bu kadar olabiliyor..</div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
<b><br /></b>
<b>Ulu cami</b><br />
Osmangazi ilçesinde yer alıyor..</div>
<div>
1. Bayezid tarafından 1396-1400 yılları arasında yaptırılmış, </div>
<div>
İki minareli, dikdörtgen şekilli ve 20 kubbeli bir mimariye sahip..</div>
<div>
Ve cami içi duvarları hat sanatı ile süslenmiş..</div>
<div>
Bu camide en çok dikkat çeken cami içinde yer alan şadırvan...</div>
<div>
Cami yanında bulunan kapalı çarşıda pek çok hediyelik eşya dükkanı bulunmakta..</div>
<div>
Havlu, çeyiz alışverişi için fiyatları da oldukça uygun...</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<b><br /></b></div>
</div>
<div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBwlhFgQFVprQuo7wGmo9lnSqdGF-UDbdAiKtam5cqkbJGH6k8JE2GDWY-r0MpuoSV2rq2UWmztVN7PJQeKbjDUdZ0LzSVuI_Hct5EZe69b0b3n3TAXO7Ywaj-APei3tn-Bc9F67HyNU4/s1600/cumal%C4%B1k%C4%B1z%C4%B1k2.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBwlhFgQFVprQuo7wGmo9lnSqdGF-UDbdAiKtam5cqkbJGH6k8JE2GDWY-r0MpuoSV2rq2UWmztVN7PJQeKbjDUdZ0LzSVuI_Hct5EZe69b0b3n3TAXO7Ywaj-APei3tn-Bc9F67HyNU4/s640/cumal%C4%B1k%C4%B1z%C4%B1k2.png" width="625" /></a></div>
<br />
<b>Cumalıkızık</b><br />
Bursa'nın Yıldırım ilçesinde bulunmakta..<br />
Kuruluşu 1300'lü yıllara kadar uzanan eski bir yerleşim yeri Cumalıkızık...</div>
<div>
Tarihi evleri, dar sokakları ile tam eski bir Osmanlı köyü..<br />
Kınalı Kar ve pek çok tarihi filmin çekimleri de yapılmış bu köyde..<br />
Köyde tarihi hamam, cami ve çeşmeler de bulunmakta...<br />
Bu tarihi evlerde kahvaltı yapabileceğiniz çok fazla mekan var..<br />
Yine gün ortasında ve akşam üstü giderseniz farklı alternatiflerle gözleme yiyebilirsiniz..<br />
Köy girişinde tezgahlarda hediyelik eşyalar, meyve, sebze ve kışlık yiyecekler satan köy sakinleri de çok güler yüzlü..</div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjb1sQr7TARj8oW3Nm81_4T5m8ERIcO2qYaAeOLRCL665E8VWPMNyTM_MapP5yA_kNsAbW_RSmq_3SGAS3uD9WIdIfbb8gQG6A9ZO9J_BM0Md50TE4Y3m1WWtFkHCNqsYhPJbxQE2mgwhg/s1600/g%C3%B6lyaz%C4%B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="628" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjb1sQr7TARj8oW3Nm81_4T5m8ERIcO2qYaAeOLRCL665E8VWPMNyTM_MapP5yA_kNsAbW_RSmq_3SGAS3uD9WIdIfbb8gQG6A9ZO9J_BM0Md50TE4Y3m1WWtFkHCNqsYhPJbxQE2mgwhg/s640/g%C3%B6lyaz%C4%B1.png" width="640" /></a></div>
<br />
<b style="text-align: center;">Gölyazı, Uluabat Gölü</b><br />
Bursa'da Nilüfer ilçesinde bulunmakta...<br />
Uluabat Gölü'nün kıyısında küçük bir yarımada konumunda..<br />
Eski bir Rum köyü..<br />
1923-4 yılında yapılan mübadele ile birlikte Selanik'den gelen Türkler ile Rumlar uzun bir süre birlikte yaşamışlardır..<br />
Köy misafirlerini 700 yıllık Ağlayan Çınar'ı ile karşılıyor...<br />
Köy sakinleri geçimini balıkçılıkla sağlıyor...<br />
Köy kadınları da balık avına çıkıyor burada..<br />
O yüzden burada balık ağı tamir eden teyzelere rastlarsanız saşırmayın..<br />
Yiyecek içecek seçeneği de bol olan Gölyazı'da çok sayıda balık lokantaları bulunmakta...<br />
Yine göl kıyısında çay bahçesi de yer alıyor..<br />
Köy sakinleri de güler yüzlü cana yakın insanlar..<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxdjd7pW1ExOIqTFUTeFFaqARiGQAj3NR4RCDCVxw-9WyhVzg2fRWRuLykvuxxhzxnnaLoUvf1kY_wcMjczBI4xbuRI7tJoatQIffVb_ozZPd96UDIkVQMrqiwZSQJya7oA8VTKNb6alM/s1600/g%C3%B6lyaz%C4%B12.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxdjd7pW1ExOIqTFUTeFFaqARiGQAj3NR4RCDCVxw-9WyhVzg2fRWRuLykvuxxhzxnnaLoUvf1kY_wcMjczBI4xbuRI7tJoatQIffVb_ozZPd96UDIkVQMrqiwZSQJya7oA8VTKNb6alM/s400/g%C3%B6lyaz%C4%B12.png" width="396" /></a></div>
1924 doğumlu Selanik göçmeni amcamızla uzun bir sohbet yaptık..<br />
Tam bir Atatürk sevdalısı...<br />
Evinin dört bir yanını Atatürk bayrakları ile süslemiş..<br />
Evlerin tarihi hakkında bize kısa bir bilgilendirme de yapıyor..<br />
Kendi oturduğu ev de yaklaşık 100 yıllık..<br />
Eşiyle birlikte yaşayan bu amcamıza Allah daha da uzun ömürler versin...<br />
<br />
Uluabat gölü aynı zamanda Ramsar Alanı..<br />
Yani barındırdığı kuş türleri ile korunma altında..<br />
<br />
Ahmet Hamdi ile başlayan yazımı yine şiirin devamı ile bitirmek istiyorum...<br />
Yeşil Bursa'ya selam olsun!<br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>İsterdim bu eski yerde seninle</i></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Başbaşa uyumak son uykumuzu, </i></div>
</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Bu hayâl içinde... </i></div>
</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Ve ufkumuzu </i></div>
</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk, </i></div>
</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Havayı dolduran uhrevî âhenk.. </i></div>
</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Bir ilâh uykusu olur elbette </i></div>
</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Ölüm bu tılsımlı ebediyette, </i></div>
</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Belki de rüyâsı bu cetlerin, </i></div>
</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<i>Beyaz bahçesinde su seslerinin.</i></div>
</div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/04471315493097442255noreply@blogger.com1