UA-56156696-1 expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

15 Haziran 2012 Cuma

CerModern'de Dali Sergisi




CerModern Sanatlar Merkezi'nden bahsederken "Gri bir kente, kırmızılı bir insan geldi" diyor Erdal Beşikçioğlu. Önceden eski vagon tamirhaneleri ve cer atölyeleri olarak kullanılan yer, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek, Cer Modern Sanatlar Merkezine dönüşmüş. Bu arada ismi konusunda kısa da bir bilgi vermek istiyorum. "Cer" Arapçada "çekmek, sürüklemek" anlamına geliyor. Ayrıca Cer Atölyeleride Lokomotiflerin teknik bakımının yapıldığı ve yenilerinin imal edildiği yer olarak bilinmektedir. 

CerModernin bu olağanüstü dönüşümünden sonra Ankara'da nefes alacağınız yerlere biri daha eklenmiş oluyor. CerModern farklı sanat disiplinlerini bir araya getirerek Başkent'e renk getiriyor. Evet oldukça renkli bir yer burası. İçeriye girdiğiniz andan itibaren sanat kanınıza işliyor. Eski bir yer olduğu için sanırım, içindeki yaşanmışlıklar büyülüyor sizi. 

Bir pazar günü gidiyorum CerModern'e..Dali Sergisine..Serginin son günleri olması nedeniyle hayli kalabalık..



Peki kim bu Dali?

Gerçeküstü eserleriyle ünlü İspanyol ressam. Katolik. Resmin dışında heykel, fotoğraf sanatıyla uğraşmış, tiyatro kostümleri ve dekorları üretmiş. Çeşitli sanat dallarıyla ilgilenen Dali'nin bilime olan ilgisi de yadsınamayacak boyutta. 1953'de Nature dergisinde yayınlanan Watson ve Crick'in DNA yapısını açıkladıkları ünlü makeleyi okuyup DNA çift sarmal yapıyı gördüğünde "İşte! Tanrı'nın var olduğunun en önemli kanıtı. DNA, Yakub'un genetik meleklerden oluşturduğu bir merdiven ve insanla Tanrı arasındaki tek bağlantı." demiş. Ve bu tarihten itibaren DNA hem eserlerinin hem de gündelik yaşamının bir parçası olmuş. Çift sarmalın yaşamın temel şekli olduğuna inanmış ve eserlerine çift sarmalı da eklemiştir. 1957'de "Kelebekli Manzara, DNA'li Sürrealist Manzarada Büyük Mastürbatör" isimli eserini yapmış (Üstte).

DNA' yı "Tıpkı Gala ve benim gibi birbirine tam uyan bu iki yarı, hiç şaşmadan bir açılıp bir kapanıyor. Hayat, deoksiribonükleik asidin mutlak kuralına dayanıyor, kalıtıma o karar veriyor." diyerek karısıyla kendisinin ilişkisine benzetmiş.




Sergiden kısa notlar..




Sergi üç bölümden oluşuyor; İlahi Komedya, Sürrealizm İzleri ve Gala ile Akşam Yemeği.

İlahi Komedya; 1950'li yılların başında dönemin İtalya hükümetinin Dali'den Dante'nin 700. doğum günü anısına Dante'nin İlahi Komedya'sını resimlemesini istemesi üzerine sanatçının ortaya koyduğu eserlerden oluşuyor. Dante'nin Cennet, Cehennem ve Araf'a olan düşsel yolculuğu resmedilmiş.


"Ben sürrealizmin ta kendisiyim". Salvador Dali

Sürrealizm İzleri; ise beni bu sergide en fazla etkileyen bölüm. Koltuk değnekleri, eriyen saatler, kelebekler, leylek bacaklı filler. Gerçek üstücülüğün zirve yaptığı eserler. Zaman kavramının anlamını yitirdiği, gerçekle hayali ayırmanın bir öneminin kalmadığı, nesnelerden oluşan plastik bir evren.

Gala ile akşam yemeği

Gala. Sevdiği kadın, ilham perisi. Gala’nın ölümü ile hayata küsüyor Dali. Bu bölümdeki eserlerde yemek ile ilgili figürler var.. Çocukluk hayali aşçı olmak olan Dali’nin düşsel dünyasından dökülenler yer alıyor.

Son olarak,
Sergide fotoğraf çekmek serbest. Girişte de görevli bunu söylüyor. Fotoğraf makinenizi almayı unutmayın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Güzel yorumlarınız kadar değerli başka ne olabilir ki?