UA-56156696-1 expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

18 Temmuz 2013 Perşembe

Sabahattin Ali-İçimizdeki Şeytan


İçimizdeki Şeytan/Sabahattin ALİ
YKY
Roman
254 s.

Arka Kapak

"İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması..İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu...İçimizde şeytan yok..İçimizde aciz var...Tembellik var...İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak ihtiyadı var..."

Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" gösteriyor Sabahattin Ali. 

Aydın geçinenlerin karanlığına, "insanın içindeki şeytan"a keskin bir bakış.

***

Kitap Selim İleri'nin müthiş bir ön sözüyle başlıyor..Ön sözde Selim İleri'nin Sabahattin Ali'yle nasıl tanıştığı ve Sabahattin Ali hakkındaki önyargılara değiniyor...

İçimizdeki Şeytan'ı okuduğumda, romana yönelik eleştirilerin hiçbirini okumamıştım. Bu yüzden de Sabahattin Ali'nin bir takım gerçek kişileri hedef aldığını bilemez ve düşünemezdim.

Sonradan öğrendiğime göre, İçimizdeki Şeytan'da, Peyamı Safa, Atsız gibi gerçek kişiler ağır ithamlarla yeriliyormuş. Bu türden sözlerin, söylentilerin geçersizliğini öğrenmek için de zamana ihtiyacım varmış: Bugün roman sanatının, "kurmaca'dan" ötesiyle değerlendirilemeyeceğini bildiğimden; ne Sabahattin Ali'nin eserinde Peyami Safa'yı ya da Atsız'ı görüyorum, ne de Atsız'ın eserinde Sabahattin Ali'yi.

Tam tersine, hem Atsız'ın hem Sabahattin Ali'nin gerçek yaşamda birer trajedi kişisi olduğuna inanıyorum. Dönemin müthiş baskısında, düşünsel inançları dolayısıyla handiyse cinnete sürüklenmiş kişiler.. Üstelik yalnızca ikisi de değil!..

İçimizdeki Şeytan bu açıdan bir ibret kitabı gibi okunabilir. Karanlık siyasetin insanları birbirlerine nasıl kırdırtabileceğine işaret eden pek çok sayfası vardır."Birey'in gelişmesini asla istemeyen bu siyaset, sürekli gözetim ve denetim altında tuttuğu "sürü'den" ayrılmak isteyenlere inanılmaz kertede merhametsiz davranmıştır. 

Romanda Ömer'in "büsbütün başka bir hayat" istemesi boşuna değildir. Büsbütün başka hayatı Ömer'den esirgeyen sadece içimizdeki şeytan olabilir mi?

****
Altını çizdiğim cümleler 

"Sanat bir ifadedir; her devir, her medeniyet başka türlü duyar ve pek tabii olarak başka türlü ifade eder."

"İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir."

"...Hiç bir şey üzerinde düşünmeye, hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz."

****

Tavsiye edilir..Keyifli okumalar..

Yazarın diğer kitaplarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Güzel yorumlarınız kadar değerli başka ne olabilir ki?